Platon’dan Dört Alıntı
Hem geçen hafta tüm alıntılara yer veremediğim için hem de siz kıymetli okuyucularımın yoğun ilgi ve merakından dolayı bu haftaki yazımın tamamında da Platon’dan alıntılar yaptım. Platon’un...
Hem geçen hafta tüm alıntılara yer veremediğim için hem de siz kıymetli okuyucularımın yoğun ilgi ve merakından dolayı bu haftaki yazımın tamamında da Platon’dan alıntılar yaptım. Platon’un Devlet’te hemen her konuda fikir beyan ettiği malumdur. Onun bu düşünceleri ile batı kültürünü çok derinden etkilediğini geçen hafta söylemiştim. Bu alıntıları neden yaptığımı da bu hafta söylemiş olayım: Çünkü anlaşılmasını istediğim bir şey var; yüzümüzü doğuya da dönsek batıya da dönsek karşımıza bir ahlak yasası çıkacaktır. Bu yasayı görmezden gelmeyelim istiyorum. Bu anlamda oldukça hacimli olan eserde bana en önemli gelen kısımları almaya çalıştım. Alıntıları küçük dokunuşlar hariç aynen aktarıyorum. Asıl olan, insanın bedenini değil ruhunu doyurmasıdır: “Bilgeliğe, ruh üstünlüğüne ermeyen, beden zevklerini doyurmakla kalanlar, sanki hep alçağa düşüp sonra ortaya kadar çıkar, ömürleri boyunca bu ikisi arasında mekik dokurlar. Bu sınırı aşamazlar bir türlü. Gerçek yükseğe ne gözlerini kaldırmış ne de gitmişlerdir ona doğru. İçleri hiçbir zaman varlıkla dolmamış, sağlam, yalın bir zevk tadamamışlardır. Gözleri hayvanlarınki gibi hep yerde, aşağıda sofradadır. Yarış eder gibi karın doyururlar, sen çok yedin, ben az yedim diye itişip kakışırlar, boynuzları, nallarıyla birbirlerini iter, kakar, yine de doyuramazlar aç gözlerini. Neden? Çünkü gerçek yiyecek değildir yedikleri, doyurdukları yanları da asıl var olan, yediğini saklayabilen yanları değildir.” Sofistlerin eğitim anlayışını eleştirirken: “Bir adam düşünün, güçlü kuvvetli bir hayvana bakacak. Hayva...