Fasıla-i saltanatta bir şeyhin isyanı
Ankara Savaşı’ndan sonra Yıldırım Beyazıt’ın oğulları arasında yaşanan, yaklaşık on bir yıl süren taht kavgalarına, tarih bilgisi vasat olan herkesin “Fetret Dönemi” olarak bildiği...
Ankara Savaşı’ndan sonra Yıldırım Beyazıt’ın oğulları arasında yaşanan, yaklaşık on bir yıl süren taht kavgalarına, tarih bilgisi vasat olan herkesin “Fetret Dönemi” olarak bildiği, Osmanlının bulanım dönemi olarak da tarif edilen süreçle alakalı hemen hemen herkesin bilgi sahibi olduğu malum…
Ancak o dönemde yaşanan bir hadise var ki… Bu gün bile gizemini hala koruyor.
Bazen tarihteki şahsiyetlerin konumu bugün sahiplenenlere göre de şekillenebiliyor. Geçen zaman ve tarafgirlik İslam âliminden sosyalist bile çıkarabiliyor.
Yalana karşı direnen tarihin, gerçekleri gün yüzüne çıkarmak gibi bir sorumluluğu vardır. Tarihe ideoloji gözlüğünden bakmak, akla karayı, sapla samanı, sadece tüyleri benziyor diye fare ile filin aynı türden sayılması gelecek günler için sağlıklı sonuçlar vermez. Meseleleri zamanın şartlarına göre değerlendirmek, toplumun sosyolojik yapısını da göz önünde bulundurarak irdelemek gerekir.
Gelelim meselenin iç yüzüne…
Yıldırım Beyazıt, Timur’la yaptığı Ankara savaşını kaybederek esir düşer. Sonrasında şehzadeler arasında kaotik bir ortamda taht kavgaları başlar. Dönemin önemli şahsiyetlerinden ilim ve irfan sahibi İslam Âlimi Şeyh Bedreddin, şehzadelerden Musa Çelebi’nin yanında yer alır. Edirne’de hüküm süren Musa Çelebi, Şeyh Bedreddin’i kazasker (kadıaskeri) görevine tayin eder.