Özne öldü
Herkesin inandığı ve düşündüğü gibi yaşadığı, kimsenin kimseye kendi inancını ve hayat tarzını dayatmadığı, insan hakları ve hürriyetlerinin garanti altına...
Herkesin inandığı ve düşündüğü gibi yaşadığı, kimsenin kimseye kendi inancını ve hayat tarzını dayatmadığı, insan hakları ve hürriyetlerinin garanti altına alındığı, inanç ve ifade özgürlüğünün had safhada olduğu bir dünyada yaşadığımız, herkes tarafından her fırsatta dile getiriliyor.
Peki, hayatın “öznesi” olan “insan” gerçekten özgür mü?
Batının değerleriyle yönetilen, bununla beraber modernleşme ve dünyevileşmeyle beraber değer kaybı ve yozlaşmanın yaşandığı bir toplumda, o toplumun ve toplumu oluşturan bireyin özgür olduğunu söyleyebilmek mümkün mü?
Sosyal Bilimci “Foucault”, “Özne Öldü” kavramını; “Güç merkezleri tarafından biçimlenen bireyin artık belirleyiciliği tamamen ortadan kalkmıştır” diye tanımlıyor.
Özgürlüğün ve bireyciliğin son evresi 21. Yüzyılda “bireyin belirleyiciliği” kalmadı tezi, oldukça alengirli bir mevzu!..
Bu mantığa göre özgürlük, bireye belirleyicilik hakkı vermiyor.