Bir askeri hareketliliğin perde arkası
Aslında iyi oldu. Son günlerde, epeydir kabaran ama taşmaya zemin bulamayan çevreler bir kanal bulup fokurdamaya başladılar. Böylece alttan alta neyin kaynadığını, mecburiyetten kabul etmiş gibi yaptıkları temel insan...
Aslında iyi oldu. Son günlerde, epeydir kabaran ama taşmaya zemin bulamayan çevreler bir kanal bulup fokurdamaya başladılar. Böylece alttan alta neyin kaynadığını, mecburiyetten kabul etmiş gibi yaptıkları temel insan hakları ve demokrasi unsurlarına nasıl da hâlâ karşı olduklarını ve güç buldukları takdirde Türkiye için hâlâ ne büyük tehdit oluşturduklarını görme imkânımız doğdu.
Kendini bu ülkenin sahibi sanan ‘rejim bekçileri’ ve onların destekçileri oldukları yerde duruyorlar. TSK’da subay ve astsubaylara başörtüsü yasağının kalkması hepsinin politik doğruculuk adına da olsa bürünmek zorunda kaldıkları sessizliği bozmasına sebep oldu. E hani başörtüsü meselesini çoktan aşmıştık? Hani bu konuyu artık köpürtmeye gerek yoktu?
Demek ki TSK öyle kutsal bir ‘rejim kalesi’ ki diğer alanlarda gönülsüzce boyun eğdikleri özgürlükler TSK’ya sirayet edince alarm zilleri çaldı.
Ben cumartesi Hürriyet’in vesayet kokan manşetini İzmir’de gördüm. Sabah gazeteyi elime alıp ‘Karargâh rahatsız’ başlığını görünce başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Gayri ihtiyari tarihini kontrol ettim. Öyle ya, sanki manşet 90’ların 28 Şubat günlerinden fırlamış gibiydi. TSK başörtüsü yasağının kalkmasında dahli olmadığını beyan ediyordu! Eski günlerdeki gibi rahatsızlıklarını sıralıyordu. Hem de kaynağın ismini vermediği bir haberle yapıyordu bunu.
Üzerinde durulmayan diğer vahim konu
Sadece başörtüsü maddesine odaklanıldı ancak bence en az onun kadar vahimi 3’üncü maddeydi. Yani Genelkurmay Başkanı’nın Cumhurbaşkanı ile ‘o kadar da sık seyahat etmediğini’ izah eden madde. Cumhurbaşkanı başkomutan! Onunla kaç kere nereye gidildiğinin kime neden açıklaması yapılsın? Neden hesabı verilsin? Bu bir kabahat midir ki? Bu kime neyin mesajıdır?
Mevcut Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar demokrasiye bağlı ve 15 Temmuz gibi çok vahim bir badirede canı pahasına darbecilere direnmiş bir komutan. Ancak maalesef TSK içinde hâlâ kronikleşmiş darbeci bir ruh var. Hürriyet’teki o haber son derece vesayetçi bir ruhla sunulmuştu ve fevkalade yanlıştı; öte yandan, bu ruhu taşıyanlara bir mesajdı. Halbuki kaynaksız haberlerle mesaj vermek yerine, kim hangi kıpırdanmanın içindeyse derhal önleminin alınması gerekir.