Bunlar mı kurulu düzene karşı Hülya Hanım?
Hülya Koçyiğit bir röportaj verdi ve birçok sanatçının, gazetecinin, yazarın bam teline basan sözler söyledi. Akil insanlardan biri olarak şehir şehir gezen, siyasi tavrını eğip bükme gereği duymadan...
Hülya Koçyiğit bir röportaj verdi ve birçok sanatçının, gazetecinin, yazarın bam teline basan sözler söyledi. Akil insanlardan biri olarak şehir şehir gezen, siyasi tavrını eğip bükme gereği duymadan ortaya koyan, cesur ve dobra bir kadındır Hülya Hanım.
Röportajda, “Tavrınızı net olarak ortaya koyuyorsunuz. Sanatçı arkadaşlarınız arasında eleştirildiniz mi?” sorusunu, “Sanat, kurulu düzene muhalefet eder. Yaşamı daha güzelleştirmek için yapar bunu... Ama burada benim vatanseverlik noktam öne çıkıyor...” diye yanıtlamış. Yani sanatçının kurulu düzene karşı olduğunu kabul etmiş.
Ben burada Hülya Koçyiğit’ten farklı düşünüyorum. Türkiye’de ortalama sanatçı profili, kurulu düzene karşı değil tam da kurulu düzenin yanında yer alan bir profildir. Birey değil, cemaat üyesi gibi hareket eder. Cemaati de “sol Kemalist cemaat”tir. Askeri vesayetin yönettiği devletin palazladığı bir kesim olduğu için o düzenin devamından yanadır. Son yıllardaki iktidar karşıtlığı da esasen o düzene bu iktidar başkaldırdığı için. Bu ülkede 27 Mayıs askeri darbesi oldu, en başta sanatçılar ve gazeteciler avuçları patlarcasına katil darbecileri alkışladılar. 12 Mart oldu, başta 9 Mart sol darbesi zannettiler, sağ darbe olduğunu anlayana kadar desteklediler. 12 Eylül de sol darbe olsaydı, Kenan Evren’in en büyük savunucusu olurlardı.