Ekrem İmamoğlu’nun çıkışı ve Muharrem İnce’nin çöküşü
31 Mart 2019 seçimleri üzerine söylenecek çok şey, çıkarılacak çok sonuç var. Bu sandık özellikle muhalefet cephesinde yepyeni siyasi aktörlerin doğumuna ve kısa zaman öncesine kadar kendini muhalefet adına büyük umut olarak takdim edenlerin de siyasi ölümüne sahne oldu...
Elbette son kararı YSK verecek ama resmi seçim sonuçları ne olursa olsun Ekrem İmamoğlu, 2020’li yılların Türk siyasal hayatında önemli bir aktör olarak dün itibarıyla doğdu.
Hem CHP’lilerin, hem İYİ Partililerin, hem de HDP’lilerin oyunu neredeyse firesiz kendinde toplayabildi İmamoğlu. Üstüne de kısmen Saadet cephesinden oy alabilmiş gözüküyor. Bu dört benzemez hatta birbirine zıt eğilimi yekvücut haline getirebilmesi azımsanmayacak bir siyasal başarıdır.
Mesela Muharrem İnce hiçbir şekilde bunu başaramazdı. Aday olsaydı 4-5 puan farkla Binali Yıldırım kesin bir galibiyet elde ederdi diye düşünüyorum. Çünkü Ekrem İmamoğlu dört eğilimi kendinde toplayabilmesinde de görüldüğü gibi temelde Özalist bir portre. CHP’de siyaset yapan, Özal tarzı bir politikacı İmamoğlu.
Muharrem İnce ise 24 Haziran seçim sürecinde bu kimliğinin üstünü örtmek için aşırı gayret etmesine rağmen son tahlilde Kemalist bir siyasi kişilik. Tipik bir CHP’li İnce.