Gel(e)meyen gazeteciler, konuşmadaki o cümleler, salondaki sürprizler…
En çok hatta neredeyse tamamen 'muhalif gazeteciler'in davet edilmesi meselesi üzerinden konuşulduğu için cuma günkü Türkiye'nin Yüzyılı toplantısı ile ilgili notlarıma oradan başlayayım... Davet edilmesi...
En çok hatta neredeyse tamamen 'muhalif gazeteciler'in davet edilmesi meselesi üzerinden konuşulduğu için cuma günkü Türkiye'nin Yüzyılı toplantısı ile ilgili notlarıma oradan başlayayım... Davet edilmesi gündem olan 'muhalif gazeteciler'den ben yalnızca Fatih Portakal, Ruşen Çakır ve Gürkan Hacır'ı gördüm. Belki gelen birkaç kişi daha vardı, bilmiyorum ama sonuçta davete icabet edenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Siyasetçilerin akreditasyon ayıbını yazmaya bile gerek yok. Elbette AK Parti'nin bir açılım olarak 'muhalif' kategorisinde gördüğü bazı gazetecileri davet etmiş olması, öncesinde etmediğinin ve hala da aslında kısmen etmemeye devam ettiğinin bir itirafı. Daha da acı olan iktidarın çizdiği bu sınırları ve kuralları muhalefetin de gayet doğal bir şekilde içselleştirmiş olması. Bakınız Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD seyahatine...