O kampın dehlizlerinde 2 saat
Bazı anlar insana temel kavramları düşündürür. O andan sonra başkasındır artık. Çarşamba gününden beri insan hayatında çok nadir olan böyle anlardan üst üste yaşıyorum. Dün bu...
Bazı anlar insana temel kavramları düşündürür. O andan sonra başkasındır artık. Çarşamba gününden beri insan hayatında çok nadir olan böyle anlardan üst üste yaşıyorum. Dün bu köşede Kutupalong Kampı’ndan ilk izlenimleri okudunuz, Emine Erdoğan ve beraberindeki heyetin fotoğraflarını gazetede gördünüz. Ama gerçeğe dokunmak için çoğu zaman ona uzaktan bakmak yetmez, tekil hikâyelere inmek gerekir.
Bangladeş için apar topar bavulumu yaparken bunu düşünüyordum. Seyahat çok kısa sürede organize edilmiş, Türkiye’nin hem Myanmar’da bu katliamın yaşandığı bölgeye hem de Bangladeş’e sığınan Arakanlılara ulaştıracağı yardımlar belli olduktan sonra o yardımlarla birlikte Emine Erdoğan’ın da oraya gitmesi fikri doğmuştu. Hatta her şey öyle hızlı oldu ki biz Yeşilköy’de uçağın içinde beklerken rotamızın üzerindeki ülkelerden uçuş izni henüz geliyordu. 7 saati aşkın süren bir yolculuğun ardından Bangladeş’in başkenti Dakka’ya vardık ve kapılar açılır açılmaz feci bir nemin içine düştük. Saat sabahın 3’üne yaklaşıyordu ve ertesi sabah 9’da yeniden bir uçak yolculuğu bizi bekliyordu.
BİTMEYEN YOLCULUK
Birkaç saatlik uykunun ardından otelden ayrıldık ve resmi heyet DAP uçağı ile biz ise yerel havayollarına (Bangla Airlines) ait bir uçakla kampın en yakınındaki havaalanının bulunduğu Cox’s Bazar’a uçtuk. İndiğimizde kendimizi büyük bir keşmekeşin içinde bulduk. Bangladeş’te korna zorunlu hallerde çalınan bir şey değil. Gaza basarken kornaya da basmak bir gelenek. Bunu trafikteki neredeyse her araç yapıyor. Yol desen yola benzemiyor. Araçların çoğu da tuk tuk. Üstelik yollarda araçtan çok insan ve hayvan var. Ve şerit kavramı yok. Önünüze sürekli araç ve hayvan çıkması sürecin doğal bir parçası. Tam 2 saat boyunca art arda dizilmiş küçük araçlarla kornanın hiç susmadığı ve yüzlerce kez kaza tehlikesi atlattığımız bir yolculuk yaptık. Üzerine bir de benim içinde olduğum aracın kampa 10 dakika kala lastiği patlamasın mı! Neyse ki yarım saat kadar bekledikten sonra konvoydan başka bir aracı döndürerek yolumuza