Olmayan yalı ve bitmeyen yalanlar
SEVGİLİ okurlarım, aylardır her türlü zırvalık, iftira, karalama ve linç girişimi olmasa bu yazıyla sizleri meşgul etmeyecektim. Ancak maalesef faşist çetelerin memleketi içine sokmak istedikleri bu intikamcı...
SEVGİLİ okurlarım, aylardır her türlü zırvalık, iftira, karalama ve linç girişimi olmasa bu yazıyla sizleri meşgul etmeyecektim. Ancak maalesef faşist çetelerin memleketi içine sokmak istedikleri bu intikamcı iftira girdabı bir kesimi giderek daha fazla çıldırtıyor. Bu girdabın yine kendilerine zarar vereceğini görmüyorlar. Çamur at izi kalsın sözünü adeta başuçlarına çerçeveletip asmış gibi yaşıyorlar.
Uzun bir süre ciddiye almadım ve önemsemedim. “Kim ne derse desin, sen kendini biliyorsun” düsturuyla hareket ettim. Ama artık hiçbir dayanağı olmayan iftiralar neredeyse milli bir mesele haline gelince şu bizim “olmayan yalı” meselesini bir daha yazmak şart oldu...
Neresinden düzelteceğimi bilemiyorum ama en başından başlayayım:
Ortada yalı, malı yok. Bizim bir yalımız yok! Evimiz bir yokuşta. Bir sitede, üç katlı bir binanın bahçe katı dairesi. Söylenen bütün laflar yalan!
Tam 5 yıl oldu, Şubat 2013’te bir ev kredisi almaya karar verdik. 17-25 Aralık’tan aylar önceydi. O zaman neredeyse bütün devlet kurumlarının ve devlet şirketlerinin parası Bank Asya’daydı. Devlet nezdinde meşru bir bankaydı. Şimdi bize iftira attıran kimilerinin, ayrıca neredeyse birçok TÜSİAD ve CHP üyelerinin de bu bankayla ticari ilişkisi vardı.