Şırnak’ta neler oluyor?
Cizre, Silopi, Sur, Yüksek- ova... Hepsi haritada birer nokta bizler için. Ah oysa her bir tek noktada ne hayatlar karmakarışık oldu, kimler ne acılar çekiyor... Ülkem kanarken aklımdan çıkmıyor ‘oralar’. Geçen...
Cizre, Silopi, Sur, Yüksek- ova... Hepsi haritada birer nokta bizler için. Ah oysa her bir tek noktada ne hayatlar karmakarışık oldu, kimler ne acılar çekiyor... Ülkem kanarken aklımdan çıkmıyor ‘oralar’. Geçen hafta da Şırnak’ta başladı operasyon. Şöyle bir taradım medyayı, neler yapıldığıyla ilgili genel bilgiler var ama hepsi bu... 7 Haziran seçimleri öncesi gitmiştim bu şehre. Nasıl da canlıydı. Minicik bir yer. Yıllar boyu çatışmaların tam göbeğinde acıların rutin, barışın istisna olduğu bir maziden geliyor. Ama o istisnayı birkaç yıldır yaşıyorlardı ben gittiğimde. Malum ‘Cumhuriyet’ meydanında uzun bir masa yapıp lezzetli bir çay içmiştik. Akşam aşağı mahallede bir evde büyük bir yer sofrası kurulmuş, kalabalık bir grupla verimli bir sohbet yapmıştık. Geleceğe dair umut vardı. Yemeği hazırlayan ve maalesef şu anda ismini yazamadığım o yeşil gözlü güzel kadın gözlerimin önünden gitmiyor... Bir polis anlatıyor: Burası ölüm kokuyor, çekilecek cezamız varmış Tam bir yıl önce İstanbullu bir polis dostumuz Şırnak’a atandı. Oralarla ilgili her kötü haber geldiğinde aklıma önce o geliyor, pırıl pırıl, görevini cesurca yapan bir memur. Birkaç ay önce İstanbul’a geldi, evlendi, görevine geri döndü. Eşi burada her gün dua ediyor, umut ediyor... Onu aradım. Mini bir söyleşi yaptım: