ABD-Rusya restleşme mi, paslaşma mı?
Yaklaşık dört gündür Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu takip etmek üzere New York’tayız. Uzun yıllardır bu önem ve ağırlıkta bir genel kurulun olmadığı konusunda hemen herkes aynı...
Yaklaşık dört gündür Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu takip etmek üzere New York’tayız. Uzun yıllardır bu önem ve ağırlıkta bir genel kurulun olmadığı konusunda hemen herkes aynı görüşte.
Kuşkusuz burada en belirleyici olan Rusya lideri Vladimir Putin’in yıllar sonra bir genel kurula katılması ve tarihi bir konuşma yapması. Gerek Putin’in, gerekse Barack Obama’nın yaptğı konuşmalar özelde Suriye üzerinden bir görüş ayrılığının yansıması gibi görünse de, genel anlamda bakıldığında dünyadaki kriz alanları ve önemli sorunlar üzerinden bir meydan okuma gibi de algılandı.
Peki gerçekten öyle mi?
Verilen mesajlar ilk bakışta iki büyük gücün Suriye örneği üzerinden derin görüş ayrılıkları içinde olduğunu, bu nedenle de sonuna kadar kıyasıya mücadele edeceklerini ifade ediyor. Ancak daha yakından baktığımızda, uzun zamandır devam eden bir ‘paslaşma’nın, giderek daha somut hale geldiğini, Amerikan yönetiminin, Suriye krizinin iplerini önemli ölçüde Rusya’ya verdiğini görmek mümkün.