Erdoğan hedef alınırken
Bir ateş çemberinin ortasındayız. Böyle zamanlarda öfkeli sözler, yazılar veya benzeri çıkışlar karşılık bulabilir. Zor olan, sakin ve soğukkanlı bir yaklaşımla nereye gittiğimizi...
Bir ateş çemberinin ortasındayız. Böyle zamanlarda öfkeli sözler, yazılar veya benzeri çıkışlar karşılık bulabilir. Zor olan, sakin ve soğukkanlı bir yaklaşımla nereye gittiğimizi anlatabilmektir. Kim ne kadar dinler, kimin ne kadar dinleyecek takati vardır, bilinmez. Ama yine de sakin, yine de soğukkanlı ve devlet aklının en kuşatıcı haliyle devrede olduğu yaklaşımlara ihtiyacımız var.
Büyük ve derin krizlerin, aynı zamanda fırsatlar oluşturduğu doğrudur. Bunca acıya ve yürekleri yakan kaybımıza rağmen, bu krizden çıkarmamız gereken dersleri göremezsek, daha büyüğü gelip kapımızı çalabilir.
Türkiye, sorunlarını halının altına süpürme alışkanlığını kolay kolay bırakamıyor. Zaman içinde orada birikenler, günü gelince her şeyi kirletebiliyor. Basit bir sorunla değil, neredeyse bir asırdan fazla zamandır kanayan, çözüm bulunmadıkça kangren haline gelen devasa bir sorunlar yumağı ile mücadele ediyoruz.
Burada öncelikle siyasetin ve siyasi iradenin, nerede hangi eksiklerin olduğunu ve hangi hataların yapıldığını hızla analiz edip, yeni bir yol çizmesi gerekiyor. Üstelik siyasi irade bunu yaparken, yakın tarihin belki de en yoğun karalama kampanyalarının devam ettiğini de doğru okumak ve anlamak zorunda.