Umudun adresi
Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ağır saldırı, kendi iç dengelerinde yaşanan sarsıntıyla birlikte daha yakıcı hale geliyor. Tam da bu nedenle toplumun geniş kesimleri, bu yaraları saracak ve...
Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ağır saldırı, kendi iç dengelerinde yaşanan sarsıntıyla birlikte daha yakıcı hale geliyor. Tam da bu nedenle toplumun geniş kesimleri, bu yaraları saracak ve sözkonusu saldırıyı bertaraf edecek bir tercih yapmanın arayışında.
Burada sadece 1 Kasım seçimlerini ve orada çıkacak olan sonucu kastetmiyorum. Kuşkusuz seçimler bu dönemin atlatılıp, Türkiye’nin yeniden yola devam etmesinde önemli bir basamak. Olup bitenin nasıl algılandığını ve 7 Haziran sonrasında ortaya çıkan gelişmelerin, toplum tarafından nasıl okunduğunu geniş biçimde görme şansımız olacak. Ancak bundan fazlası var ve onu görmediğimiz takdirde seçimlerden çıkacak herhangi bir sonucun, bizi düzlüğe taşıması imkansız.
Kopan bağlar var, sarılması gereken yaralar, giderilmesi gereken zaaflar. Acilen atılması gereken adımlar. Tüm bunların kuşatıcı ve geniş kesimlere dokunabilen bir liderlik eliyle yapılması gerekiyor.
Hepimiz sıkça dile getiriyoruz. Ülkemizin belli bir bölgesinde artık ciddi boyutlarda bir aidiyet sorunu var. Ancak bu aidiyet sorununu tek taraflı görmemek; ülkenin farklı kesimlerinde yaşanan kopuşu, umutsuzluğu ve sıkıntıları da tespit etmek, ayrıca hissetmek zorundayız. Etnik bir tarif üzerinden kendisini yeniden var kılmaya çalışanlar kadar, onun ortaya çıkardığı sorunlar üzerinden umudunu yitiren kesimlere de bakmak ve onları yeniden bu ülkeye bağlayacak bir heyecanı yükseltmek zorundayız.