100 gününün 50’si bitti!
Partili Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi, 100 gün programı ile başlamıştı. Projeler! Planlar! Hedefler! Sayılıp ilan edilmişti. 100 gün önce: 1 dolar: 5.11 TL idi. 50 gün sonunda: 1 dolar: 6.12 TL. 50 günde...
Partili Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi, 100 gün programı ile başlamıştı.
Projeler!
Planlar!
Hedefler!
Sayılıp ilan edilmişti.
100 gün önce:
1 dolar: 5.11 TL idi.
50 gün sonunda:
1 dolar: 6.12 TL.
50 günde akılda “yüksek yapışkan döviz krizi” kaldı. Oysa 100 gün programında “doların patlama yapacağı” hedefi konulmamış, millete böyle bir söz verilmemişti.
Gizlenmiş!
Döviz patladı ve faizi de sıçrattı. Faizler de sanki ekonominin derin karnında kendini mayalanmaya almış; 100 gün programının başlamasını gözetliyormuşçasına dışa vurdu.
50 günde:
Faiz dövize uydu.
Birlikte atak yaptılar!
Market rafları ateş aldı.
Pazarlara yangın düştü.
Tavuk yüzde 200 arttı.
Domatesin kilosu 10 TL.
★★★
50 güne çok şey sığdı.
Büyük fabrika sahipleri ile küçük ve orta boy işletmelerin yöneticileri, “bir yandan faiz diğer yandan dövizdeki yükselişin” ortasında kaldılar.
İflas etmek yasaklandı.
Konkordatoya izin çıktı.
Konkordato furyası oldu.
Öyle bir hal aldı ki, ödeme güçlüğüne düştükleri için konkordato ilan eden şirketlerin yaptığı gibi “vatandaşın da şahıs olarak ödeyemiyorum diyebileceği” gündeme geldi.
Devlet borçlu.
Şirketler borçlu.
Aileler borçlu.
Bireyler borçlu.
Şahıslar da konkordato ilan etmeye başlarsa bankaların hali ne olur telaşı başladığından mıdır, bilinmez; Hazine Bakanı “taze dış borç bulmaya gittiği” Newyork’da Amerikalı iş insanlarıyla buluştuğunda; “İhtiyaç halinde bankacılığa desteğe hazırız” açıklaması yaptı.
100 gün önce:
Bankalar taş gibiydi.
Yani taşa benzetiliyordu.
50 gün harcandı bitti.
Bankalar ihtiyaç halinde (!)