Arkadan mı dolanıyor!

Orduların çekilmelerini yeniden okuyoruz. Napolyon, Moskova önlerine kadar geldi, sonra çekildi. Hitler’in ordusu da aynısını yapmak zorunda kaldı. Timur’un, Cengiz Han’ın, yakıp yıktıktan sonra, ordusunu çekme kararları olmuş.
Verilen bir çekilme midir!
Alınan bir çekilme midir!
Çekilme, verilmez alınır.
Siz de şüphelenin: ABD, 7 yıl içinde 10 milyon insanın yerinden yurdundan olması, 1 milyon insanın ölmesinden sonra Suriye’den çekiliyor mu yoksa arkadan dolanan bir “yeni stratejinin düğmesine bastı” taze oyun mu başlatıyor.
7 yılı unutmadık.
Unutamayız.
Milyonlarca yalan söylendi.
Çekilme yeni bir yalan mı?
Çekilme kılıfının içine girmiş yeni bir yılan mı?

★★★

7 yıl dile gelse!
Bize hatırlatsa:
Daha düne kadar Türkiye’ye “Fırat’ın doğusuna girersen fena yaparım” tehdidinde bulunan Trump, değil miydi? ABD başı çekiyordu ve onu Fransız, İtalyan, İngiliz orduları izliyordu. 7 yıl önce geldiler ve Türkiye’nin güney sınırı boyunca Irak ve Suriye topraklarına yerleştiler. Irak’ı parçalayıp bir “Irak Kürdistan”ı ve Suriye’de iç savaş çıkarıp bir “Suriye Kürdistanı” kurma yolunda bin bir yalan ve entrika ile yürüdüler.
7 yıl önce!
(2011 öncesi)
PYD yoktu.
7 yıl önce Türkiye’nin seçilmiş Başbakanı Tayyip Erdoğan ve Suriye’nin seçilmiş lideri Beşar Esad’ın ilişkileri “model oluşturacak kadar iyi” iken; Fırat’ın doğusunda ve batısında ortak sınırımızda barış içinde birlikte kalkınma rüzgarları esiyordu.
Adı bile konmuştu.
Onların Schengen’i.
Bizim Şamgen’imiz.
8 yıl önce 2010’da Türkiye-Suriye- Lübnan arasında AB’nin “Schengen vizesi” benzeri ortak “Şamgen vizesi” kurulması Erdoğan ile Esad arasında karşılıklı öneriliyordu. ABD Suriye’ye girdi ve hemen sonrasında Erdoğan-Esad kanlı bıçaklı oldu.
Neler oldu, neler!
Hep birlikte yaşadık.