Bir oy!
Bir damla düşer. Bir damla daha. Bir damla daha. Damlaya damlaya mermer delinir. Damlanın ne gücü olur demeyin. Mermer delinince zihinler açılır. Zihinler açılınca duvarlar yıkılır. Mantık, akıl, vicdan, adalet...
Bir damla düşer.
Bir damla daha.
Bir damla daha.
Damlaya damlaya mermer delinir. Damlanın ne gücü olur demeyin. Mermer delinince zihinler açılır. Zihinler açılınca duvarlar yıkılır. Mantık, akıl, vicdan, adalet, eşitlik, hakkaniyet filtreleri çalışır.
3 gün kaldı.
Mermer deliniyor.
Oylar damla oldu.
Herkes oyunu vermeye mutlaka ve mutlaka gitsin. Bir oy bir oydur. Oylar 3 gün sonra adalete, eşitliğe, hakkaniyete, dürüstlüğün üstüne örtülmüş mermeri delecek.
★★★
Daha önce de yaşamıştık.
İktidarlar, seçim ortamında particiliği camiye, okula, bayrağa, millete, devlet imkanlarına sokarlardı ancak bu seçim sürecinde yaşadığımız kadar ileri götürmezlerdi.
Böylesini ilk gördük.
Camiler partileştirildi.
Bayrak partileştirildi.
Okullar partileştirildi.
Devlet partileştirildi.
Adalet partileştirildi.
Cumhurbaşkanlığı.
Bakanlar. Bürokratlar.
Hepsi partileştirildi.
Okula, camiye, devlete, bakanlıklara, adalete, vatandaşın seçme kararına “bize oy vermeyenler vatan haini” diyen particilik sokuldu. Devlet parasıyla iktidar ittifakına oy istendi.
YSK var.
Görmesi gerekirdi.
Yaptığınız adaletsizlik.
Yaptığınız eşitliği bozar.
Yaptığınız hak değil.
Demesi gerekirdi.
YSK bile partileşti.
“Ne yapıyorsunuz?” demedi.
★★★
Seçim bir karar vermek içindi. Kentlere belediye başkanı ve yönetim kadrosu seçecektik. Kentin en iyi yetişmiş evlatları “Şehri ben ve kadrom yönetmek istiyoruz, bizi seçin” diyeceklerdi. Projelerini, kadrolarını, yönetim ahlaklarını anlatacaklar ve kent halkı da bakacaktı:
Doğruları mı söylüyor?
Dürüst mü?
Demokrat mı?
Programı gerçekçi mi?
Etkin bir kadrosu var mı?
Dürüst kalabilme yöntemleri nedir? Doğruluktan sapmama garantisi nedir? Ankara’dan gelecek baskılara karşı “kent halkının çıkarlarını koruyabilecek” direnci var mı, yok mu? Kentin gerçek sahibi vatandaşlar bu ve buna benzer kriterleri arayacak, oyunu götürüp buna göre verecekti. Adil seçim süreci olacaktı. Olmadı.
Camiler partileşti.
Okullar partileşti.
Devlet partileşti.
Adalet de partileşti.
Sanki kentlere belediye başkanı değil seçilmiş Cumhurbaşkanını yeniden seçiyoruz algısı yaratıldı.
★★★