Davulcu kim! Tokmakçı kim!

Davul devletin boynunda, tokmak özel şirketlerin, holdinglerin, yandaş müteahhitlerin elinde. Çok affedersiniz “böylesine piç bir model” Türkiye ekonomisini esir aldı. Adına da; Public Private Partnership denilerek İngilizce'den hırsızlama deyim bulundu. Çakallık! Kurnazlık! Tilkilik! Üçüncü köprü yapılırken de bu tür kurnazlık, çakallık, tilkilik ön almış; “devletten beş kuruş çıkmadan köprü yapıyoruz” propagandası yayılmıştı. Halk egosu çocuk gibidir “bedavaya” deyince çok seviniyor. Hasılat tutturma (yıllık-on yıllık-20 yıllık araç geçişi garantisi) verildi, dışarıdan yüksek faizle borç para bulundu, köprü yapıldı ve açıldı. Geçiş ücreti pahalı geldi. Kamyonlar ikinci köprüye yüklendiler. Devlet faşist ve zorba oldu. Ceza yağdı. Kamyon şoförleri üçüncü köprüden geçmeye mecbur kaldılar. Pahalı geçiş parasını da taşıdıkları mallara yüklediler. Sonunda “finansal çakallık, tilkilik, kurnazlık” sebzeye, meyveye, mobilyaya, her şeye zam olarak kendini gösterdi. Kurnazlık köprüden döndü. Ama tilkilik bitmez. Çakallık son bulmaz. Şimdi “çok büyük, çok devasa, çok yataklı, çok hasılatlı dev şehir hastaneleri” yapmak 14 yıllık hayal diye sunuldu. Tam sayfa ilanları görmüşsünüzdür. Üç-beş holding, şirket sahibi; “Cumhurbaşkanımıza… Sağlık Bakanımıza… Ekonomi Bakanımıza… Kalkınma Bakanımıza… Uluslararası Finans Kuruluşlarına teşekkür ilanları” yayınlandı. İmza töreni de Ankara'da sarayda yapıldı. Cumhurbaşkanı ise törende yaptığı konuşmada; “Faiz bir sömürü aracıdır ve benim düşmanımdır” diye propaganda yaptı. * * * Ayıptır. Halk salak yerine kondu. İzmir ve İzmit şehirlerinde; 1000 yataklı-2000 yataklı dev büyüklükte hastaneleri yapmak için dışarıdan yüksek faiz ödeyerek dış borç bulmuş şirketlerin, holdinglerin “koçlarım benim” dercesine arkasını sıvazlıyor fakat halka “faiz sömürü aracıdır” diye ahkam kesiyor.