Gazete okura satılır!
Gazeteler haber yazarlar. Çok ender de olsa kendileri haber olurlar. Hürriyet Gazetesi ve onun zincirinin halkaları olan TV’ler, radyolar, dergiler satıldı. Büyük haber oldu. Gazete zorbaya satılmaz. İktidara satılmaz. Devlete...
Gazeteler haber yazarlar. Çok ender de olsa kendileri haber olurlar. Hürriyet Gazetesi ve onun zincirinin halkaları olan TV’ler, radyolar, dergiler satıldı.
Büyük haber oldu.
Gazete zorbaya satılmaz.
İktidara satılmaz.
Devlete satılmaz.
Gazete okura satılır.
Kaderin cilvesine bakın; Hürriyet Gazetesi’nin kurucusu olan Sedat Simavi’ye; “Sen bu Hürriyet’i yayınlamaya başlıyorsun, kime satacaksın?” diye sordular. Yıl 1948’di. O da; “Türkiye’de gazeteler devlete satılıyor, ben okuyucuya satacağım” cevabını verdi.
Sözünü tuttu.
Hürriyet, Hürriyet oldu.
Sözün özü şuydu: Okurun satın almak için verdiği (bugün 1 TL) para, hem kağıt, hem boya, mürekkep, baskı makinası giderlerini, yazar, çizer ve çalışanların maaşlarını, patronun kârını, devletin vergisini karşılamalıydı. Aksi olursa gazete arsızlaşıyor, yüzsüzleşiyor gidip zorbaya, egemene, iktidara, büyük sermayeye, devlete satılmak zorunda kalıyor. Arsızlaşan gazeteyi de okur sevmiyor, o tip gazeteler satışlarında diplerde sürünüyorlar.
* * *
Hürriyet, Simavi Ailesi’nin elinden çıktı; sermaye sahibi ve basın dışı sektörlerde de güçlü yatırımı olan Aydın Doğan’a satıldı. Aydın Doğan, Hürriyet’in kimyası ile işadamlığının kimyası arasında kaldı. Ağır ve haksız vergi cezaları ile korkutmalar, korkmalar, iktidar sızıntısı yazarlara köşe açmalar, eğilmeler, bükülmeler, durumu idare etmeler oldu fakat gerçek şu ki; “Hürriyet’in genetiğinde yerleşmiş ‘gazete okura satılır’ ana kimyası yaşamaya devam etti. Bu kimya; Sedat Simavi’nin gazete için söylediği reçeteydi. Gazeteci için verdiği reçete ise ‘Kalemini gerekirse kır, fakat asla satma’ sözüydü.
Şimdi ne olacak?
Tayyip Erdoğan, belediye başkanlığı döneminden başlayarak, parti başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı olarak girdiği her seçimde, meydanlarda “Aydın Doğan” üzerinden büyük sermayeye mutlaka verip veriştirerek oy topluyordu. Bugün AKP seçmeni içinde “fakirin fakir kalmasını Aydın Doğan’ın Hürriyet’in sahibi olmasına bağlayan” hatırı sayılır bir kitle var. Erdoğan, bu inancı oya dönüştürdü. Şimdi gazete, iktidar yanlısı büyük işadamı ve çok sektörde şirketler sahibi Erdoğan Demirören’e satıldığına göre “Hürriyet’in kimyası” masaya yatırılabilir.
En büyük haber!
Hürriyet’in satılması değil.
En büyük haber.
Genetiğinin ne olacağı?
İzleyeceğiz. Göreceğiz.