Geçmişini sat, tank yap

Devletin elindeki fabrikaları, limanları, barajları, elektrik dağıtım imtiyazlarını, otelleri, maden sahalarını, ne varsa hepsini satmanın sonuna gelindi. Şeker fabrikaları, son kalan bir iki parçadan biriydi...

Devletin elindeki fabrikaları, limanları, barajları, elektrik dağıtım imtiyazlarını, otelleri, maden sahalarını, ne varsa hepsini satmanın sonuna gelindi. Şeker fabrikaları, son kalan bir iki parçadan biriydi, satılığa çıkartıldı. Özelleştirme “geçmişi satmaya” dönüştü. Devletin fabrikası önce yerli işadamına çok ucuza satılıyor, o da götürüp yabancıya satıyor. Yabancı da fabrikayı alıp, iliğine kemiğine kadar kazanca dönüştürdükten sonra arsasına “AVM yapılsın” diye imar çıkartıp, son vurgunu da vuruyor. Parasını alıp gidiyor. Bunun gibi yüzlerce örnek yazabilirim.
Birini söyleyeyim, yeter.
Tekirdağ Rakı Fabrikası vardı.
Önce yerli işadamına satıldı.
O da bir yıl bile beklemedi.
Yabancıya sattı.
Yabancı fabrikayı tek bir ilave çivi bile çıkmadan Türkiye rakı pazarından yapacağı kazancın tamamını yaptı.
TEKİRDAĞ Rakı kapatıldı.
Şimdi arsası üzerinde imar izini alınmış AVM dikiliyor. Geçmişin satılması işte bu yöntemle, geleceğin satılması da “geçiş garantisi- yolcu garantisi- hasta garantisi” verilen projelerle yapılmakta. Geçen gün resmen açıklandı şimdi “koyun ile danaya da alım garantisi” geliyor.
Hem geçmiş.
Hem gelecek.
Birlikte satılıyor.

* * *

Seçimler için halkın nabzını tutma anket çalışmaları başladı ya “bir çılgın kalkınma ve imkansızı başarma” söylemi de tavını aldı.
İnsansız tank yapacağız.
Kim kayıtsız kalabilir!
Gözü olanın gözü çıksın.
Geçen seçimler yaklaşırken de “yerli uçak yapacağız” demişlerdi.
Adını Başbakan açıklamıştı.
TRJET konulmuştu.
Kulağa ve milli duyguya çok hoş gelmişti. Hiçbir parçası, vidasından motoruna, dışardan alınmayacak yüzde 100 yerli ve milli uçak olacaktı. Dünyada 150 yıl önce uçak yapmaya başlamış ülkeler bile “yüzde 100 yerli uçak yapmayı” denememişlerdi. Yani akılcı ve ekonomik değildi. Uçak yapıyorlar ama motorundan iniş takımına kadar birçok parçayı da dışardan alıyorlardı.
Biz ise farklıydık.
Dilin kemiği yok.
Söylerdik.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
En kalpten sivil sesleniş: Atatürk’ün askerleriyiz! 04 Eylül 2024 | 1.314 Okunma Fasulye! 02 Eylül 2024 | 1.574 Okunma Aş bunları aş! 28 Ağustos 2024 | 1.341 Okunma Ağustosun büyük yalanları... 09 Ağustos 2024 | 1.365 Okunma Mavi Vatan’ın tarihi! 31 Temmuz 2024 | 1.286 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar