Kalemimle gurur duydum!
Seçim sonuçları açıklandı. Kalemimle onur duydum. Seçim gecesi geç saatlerde Başbakan, balkon konuşması yaptı. Ben yine kalemimle gurur duydum. Başbakan, “sadece bize oy verenleri değil bize oy vermeyenleri de...
Seçim sonuçları açıklandı. Kalemimle onur duydum. Seçim gecesi geç saatlerde Başbakan, balkon konuşması yaptı. Ben yine kalemimle gurur duydum. Başbakan, “sadece bize oy verenleri değil bize oy vermeyenleri de kucaklayacağız, ayrım yapmayacağız, eşit davranacağız” diyordu. Benim kalemim de yıllardır, yılmadan “eşit davranın, ayrım yapmayın, VIP listeler oluşturup, eş-dost-akraba-oğul-yandaş-partidaş- havuzdaş kayırmacılığı yapmayın, devleti soymayın, soydurmayın, hortumculuğu bırakın” diye yazıp iktidar partilerini (sadece şimdikileri değil ondan öncekileri de) eleştirip, uyarıp duruyordu.
Başbakan ders çıkarmış.
Sözünde durursa!
Ayrım kalkacak.
Yandaşlık son bulacak.
Devlet soyulmayacak.
Dolar dolu kutuların, döviz dolu kasaların hesabı sorulacak. Hortumculuk bitecek.
İnşallah (!)
* * *
Sadece Başbakan’ın balkondan verdiği sözler değil seçim sonuçları da “Benim kalemimin doğru tarafta durduğunu” bir kez daha kanıtladı. Seçimin ertesi günü gazetelerin tümü ve yazarların yüzde 99’u: Büyük zafer. AKP ezdi geçti. Erdoğan kazandı. Muhalefet çöktü diye bağıran, gururlanan, sarhoşlamış başlık ve yorumlarıyla çıkmıştı.
Manşetler yanlıştı.
Yorumlar saptırmaydı.
Demokrasi sanki tek el oyunuymuş ve gazete yazarı da mutlaka iktidar olanın yanında olmalıymış gibi anlatılıyordu. Demokrasi tek el oyunu değil. Eksiksiz demokrasilerde iktidar ile muhalefet birlikte var oluyorlar.
Seçim sonucu şuydu: