Kaplumbağa gazeteci olsa sorardı!
Ülkenin doğusundan şehit haberleri, ölüm haberleri, evlerini terk edip göçen çoluk çocuk ailelerin haberleri, yıkılan kütüphaneler, harap olan evler, yakılan cami haberleri geliyor. Ülkenin batısı ise...
Ülkenin doğusundan şehit haberleri, ölüm haberleri, evlerini terk edip göçen çoluk çocuk ailelerin haberleri, yıkılan kütüphaneler, harap olan evler, yakılan cami haberleri geliyor. Ülkenin batısı ise yaşatmaya çok duyarlı (!) Cumhurbaşkanı Boğaziçi Köprüsü’nden geçerken “kendini öldürmek isteyen birini görmüş“ ve hemen korumalara müdahale edin emri vermiş. Korumlar intihar etmekte olan adama yanaşmışlar; “bak seni cumhurbaşkanı görmek istiyor“ demişler, 30 yaşındaki genç adam intihar etmekten vaz geçmiş.
Çok güzel!
Geçiyordu, kurtardı.
Umut verici bir haber!
Ülkenin ihtiyacı var!
* * *
Şu günlerde “ne kadar iyimser olabilirsen o kadar iyi” diye düşünmüşler. Ülkenin doğusu yanıyor ama batısı da parlıyor demek istemişler.
gazetecileri toplamışlar.
Helikoptere bindirmişler.
Yapılmamakta olan “Üçüncü Havalimanı İnşaatını” gezdirmişler. Bu havalimanı ülkenin batısında İstanbul’da yapılıyor. Gazeteciler helikopterden yazıyor: 2 bin 200 iş makinesi 7 gün 24 saat aralıksız çalışıyor. Havalimanı inşaatının yüzde 15’i tamam. 10 bin 200 kişi gece gündüz çalışıyor. İlk uçak 2018 yılının ilk çeyreğinde inecek. İlk uçak da aynı gün kalkacak. Havalimanının ilk etabının açılışı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın doğduğu güne rast getirilecek. Bunu Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 6 kıtanın en büyük havalimanı inşaatını yapmayı ve yaptıktan sonra 25 yıl işletmeyi üstlenmiş havuzcu şirketlerin sahibi işadamlarından istemiş.
Doğum gününe yetişecek.
Bu da güzel.
Bu da umut verici haber!
* * *
Gazeteciler, helikopterden aşağıya yapılmakta olan havalimanı inşaatına bakarlarken, buranın Terkos Gölü kıyısında kardelen çiçekleri ile kaplumbağaların yatağı bir tabiat harikası yemyeşil bir alan olduğunu unutmuşlar. Havalimanı inşaatını yapan şirketin sahibi hatırlatmış: 40 bin kaplumbağayı 89 bin kardeleni ormana taşıdık, onlar yaşıyor.
Bu da güzel!
Bu da umut verici!