Katil kim!
Yüzyılın üzülme yarışması gibi oldu. En çok bizim başbakan ile cumhurbaşkanı üzüldü. Üzülme yarışında ikinci gelenler yerli yazarlarımız ile İngiliz, Alman, Fransız, Amerikan...
Yüzyılın üzülme yarışması gibi oldu. En çok bizim başbakan ile cumhurbaşkanı üzüldü. Üzülme yarışında ikinci gelenler yerli yazarlarımız ile İngiliz, Alman, Fransız, Amerikan medyasından gazetecilerdi.
Bir bebek boğuldu.
Cesedi kıyıya vurdu.
Sanki annesine koşuyordu, ayağı takıldı, sahilde kuma yüzükoyun kapaklandı. Canlıymış gibi yatıyordu. Vicdanımız tetiklendi: “Utan ey insanlık” diye bağırma yarışı başlattık.
Vicdanları temizledik(!)
Ülkesinde savaş var diye annesi, babası, ablası, dedesiyle vatanını geride bırakıp Avrupa’ya ulaşmak için çıktıkları yolda deryaya düşüp binlerce çocuk boğuluyordu. En aşağılık insan kaçırma ticaretini piyasa ekonomisinin “arz-talep” kuralı sayıyorduk.
Onları görmüyorduk.
***
Halepli, Bağdatlı, Felluceli, Trabuluslu, Marakeşli, Dakarlı, Kobanili çocuklar savaştan kaçıyorlar, kaçarken boğuluyorlar. Savaşları kim çıkardı?
Irak’da Saddam çıkardı.
Suriye’de Esad çıkardı.
Zalim Saddam(!)
Vicdansız Esad(!)
Diktatör egolarıyla insanlıktan çıkarak ülkelerinde Müslümanı, Müslümana kırdıracak iç savaş patlattılar. Böyle olmadığını herkes biliyor. Yine de diyelim ki, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya ve onların kuyruğuna takılan Türkiye “özgürlük-demokrasi-insan hakkı” diyerek bu ülkelerin isyancılarına destek olmaya gitti.
Peki bir Libya vardı.
Libya’dan ne istediler!