Morarabilir!
Sandığa gitmeye az gün kaldı, adaletsiz, eşitsiz, hakkaniyetsiz, kampanyanın adını koymak kimsenin aklına gelmedi. Ben ad bulayım: Başbakan sıfırlama! Bütün çaba. Şamata. Paralı şak şak....
Sandığa gitmeye az gün kaldı, adaletsiz, eşitsiz, hakkaniyetsiz, kampanyanın adını koymak kimsenin aklına gelmedi. Ben ad bulayım: Başbakan sıfırlama! Bütün çaba. Şamata. Paralı şak şak. Başbakanı sıfırlamak . Halkı “başbakanı sıfırlamaya” razı etmek için en istekli, arzulu, kan ter içinde çalışan da Başbakan'ın kendisi oldu. Kara mizah! Niçin böyle yapıyor; “başbakanı sıfırlanmış bir rejimi kurmanın tarihi bir görev olduğunu” söylüyor. Sizce doğru mu söylüyor? Bence gerçeği gördü: Saray işareti ile gelen. Saray darbesiyle gider. Tayinle gelen. Kovularak gider. Bir önceki Başbakan tayinle geldi, kovularak gönderildi. Şimdiki Başbakan, saray işareti ile geldi. Saray darbesiyle gideceğinden korktuğu için “başbakanlık sıfırlansın” diye en çok o can atıyor. Bunun adına da; “Yeni Türkiye: Partili Cumhurbaşkanı Dönemi” diyor. Çok uzun anlatım. Kısa anlatımı olmalı. Bir ağız. İki dudak. Arzulanan yeni Türkiye bu. İşler iyi giderse: Tayyip Erdoğan başardı. İşler iyi gitmezse: Binali'nin sonu Davutoğlu. * * * Binali Yıldırım, henüz bakan iken köprü yaptı. Hızlı tren yaptı. Otoyol yaptı. Boğaz'a tüp geçit yaptı. Bunların hepsini; “Dış Borç-Dış Müteahhit Firma- Havuzcu Yerli Yandaş Şirket” bularak yaptı. Yani dış parayla, pahalı faturayla yaptı. Şimdi, bırakmak istiyor. Kaçmak, kurtulmak. Sonu kovulmak olmasın, başbakanlığına halk son versin diye gece demiyor, gündüz demiyor, meydan meydan dolaşıp seçmene yalvarıyor: “Evet verin” Cumhurbaşkanımız Çanakkale'ye köprü yapsın, “evet verin” Cumhurbaşkanımız, İstanbul'a ikinci boğaz açsın, “evet verin” Tayyip Bey, yoksula ucuz et yedirsin, “Allah için evet verin” Cumhurbaşkanımız ahiretinizi de kursun. Orta Çağ'da cennetin anahtarını satan papalar gibi Müslüman'a “evet karşılığı” beleş ahiret sunar oldular.