Mozart Bira Baron!
Yılmaz Özdil, bira içmelisin, içmeye mecbursun demedi. Sadece “bir bira içseydi bugün çok daha iyi bir Türkiye olurdu” diyerek fikrini söyledi. Cumhurbaşkanı, “beni bira içmeye zorlamak” faşistlik...
Yılmaz Özdil, bira içmelisin, içmeye mecbursun demedi. Sadece “bir bira içseydi bugün çok daha iyi bir Türkiye olurdu” diyerek fikrini söyledi. Cumhurbaşkanı, “beni bira içmeye zorlamak” faşistlik diye gündem oluşturdu. Tiyatro sanatçısı Rutkay Aziz, Mozart dinlemelisin, dinlemeye mecbursun demedi. Cumhurbaşkanı, “beni Mozart dinlemeye zorlamak faşistliktir” diye gündemi ateşledi. Gündem Mozart ile biraya kilitlendi.
Baron unutuldu.
Baron vardı.
İranlı uyuşturucu baronu, uyuşturucu satmaktan, seri cinayetlerin azmettiricisi olmaktan ötürü 4 yıl arandıktan sonra ancak yakalanmış Silivri Cezaevi’nde yatıyordu. Fakat hakim kararı ile gece saat 23.30’da Silivri Cezaevi’nden serbest bırakıldı. Soruşturma savcısı karara itiraz etti. Tekrar tutuklansın diye karar çıktı fakat uyuşturucu baronu gece karanlığında kaçtı. Hakimler Savcılar Kurulu, uyuşturucu baronunu serbest bırakan hakim hakkında soruşturma başlattı. Hakim de ifadesinde “Eski bir milletvekili beni sürekli aradı. Bu şahsın mutlaka tahliye edilmesi gerektiği yönünde telkinde, baskıda bulundu. Devletin bu konuda (yani uyuşturucu baronunun hapisten çıkması için) duyarlılığı olduğunu belirtti” dedi.
Hakim’in yeri değişti.
Soruşturma sürüyor.
★★★
2 ay geçti.
Bir milletvekili var.
Telkinde bulunmuş.
Baskı yapmış.
Hakim korkutmuş.
Baron’un kaçırılmasının alt yapısını hazırlamış. Bu milletvekili unutuldu. İktidar partisinden. Yani Cumhurbaşkanı’nın genel başkanlığını yaptığı AKP’den bir vekil. Cumhurbaşkanı’nın; hakime baskı yapıp hapisten baron kaçırtmak ne demek… Uyuşturucu baronu partimize vekil sokmuş gibi bir tablo var… Kim bu milletvekili adı niçin saklanıyor demesi gerekirdi.
Demedi.
Baronu gündem yapmadı.
Birayı gündem yaptı.
AKP’li telkinci milletvekili ise halkın gündeminden kaçtı, unutuldu, gitti.
Tesadüfe bakın!
Başka bir eski milletvekili o da Silivri Cezaevi’nde hapis yatıyordu. İsmi Eren Erdem, gazete yayın müdürlüğü de yaptığı günlerde FETÖ’ye yardımcı olmaktan hakkında dava açılmış, hapse konulmuştu. Duruşma günü geldi. Mahkeme heyeti, “yurt dışına kaçma niyeti olmadığına” karar verdiği için Eren Erdem’i tutuksuz yargılanmak üzere tahliye etti. Eren Erdem’in küçük oğlu babasının tahliye edileceğini duyunca hapishane kapısına koştu. Ancak savcılık tahliye kararına itiraz etti ve Eren Erdem, hapiste kaldı.