Namuslu insana saldıran köpekler!
Her gün sabah saat altıda uyanır. Spor yapar. Sportmendir. Karate bilir. Kavgaya tutuşmak zorunda kalırsa iki kişiyi, üç kişiyi yere serebilir. Karıncayı incitmez. Çok kibardır. İncedir. Duyguludur. Çocukları...
Her gün sabah saat altıda uyanır. Spor yapar. Sportmendir. Karate bilir. Kavgaya tutuşmak zorunda kalırsa iki kişiyi, üç kişiyi yere serebilir. Karıncayı incitmez. Çok kibardır. İncedir. Duyguludur. Çocukları sever. Torunu var. Çok çalışır, çok az yemek yer. Ağzına damla içki koymaz. Kelimenin tam anlamıyla namuslu, dürüst, laik, Atatürkçü, sosyal sorumluluk alan, yerine getiren, bizim ülkemizin şehirlerinin de Almanya, İtalya, Fransa, Norveç ve Finlandiya şehirleri gibi “havayla-suyla-ağaçla- ormanla-gölle-göletle-doğayla barışık yükselmesinin ve ağaçla insanın bir arada yaşamasının” mücadelesini verir. Şehir rantından, imar hırsızlığından edinilen serveti ayıp, günah, çirkin, kirli sayar. Namussuzca bulur. Şehir rantı hortumcularına savaş ilan etmiş bir yiğit cengaverdir. Kendisi CHP’lidir; “kol kırılır yen içinde kalır, namussuzdur ama bizimdir, bizim hırsızımız iyidir” demez. Asla böyle düşünmez. Düşünenleri kınar. Kendi partisinin lekeli olmayan ve siyaseti avantacılık mesleği yapmayan kadrolara kavuşması için çırpınır da çırpınır. Parti ayırt etmez. Partisinin belediye başkanları ile belediye bürokratları da şehir rantı soygunculuğuna giriştiklerinde onları da savcılığa şikayet eder, mahkemelerde hesap vermeleri için uğraşır, didinir, gazetecilere haber ulaştırır, mimar, mühendis, şehir plancı odalarına ihbarlar yağdırır.
Umudunu yitirmez, yağdırır.
Adalet takipçisidir.
Hukukun üstünlüğüne inanır.
Türkiye’yi çok sever.