Sevdalı mühendis!
Üniversite okumuş insan sayısı parmakla sayılacak kadar azdı.
O yıllarda köyde yaşayanların çoğunlukta olması kentlerde “nişan- rütbe- mevki- makam” sahibi olmayı tek hedef haline getiriyor “Türkiye namerde muhtaç olmadan (dış borç dilenmeden) kendine yeterli bir ekonomi kurmalı” diyenler azınlıkta kalıyordu.
Ne yapmalı?
Öncüler bulmalı.
Yol göstericiler.
Örnek olucular.
Söz gelimi şu Kütahya-Eskişehir arasında uzayıp giden toprağın altında milyarlarca ton manyezit madeni yatmaktaydı. Avusturya şirketi, manyezit yatağının üstünde tek başına oturmuş, madenin en kolay çıkartılabilir tabakasını kepçeleyip yurt dışına çok ucuza, tonu 130 dolara satıyordu. Kütahya manyeziti Avrupa’da işleniyor, Türkiye’de yeni kurulmuş yüksek fırın kullanan cam, demir-çelik, çimento, metal-makine fabrikalarına üç-dört kat yüksek döviz karışılığı geri satılıyordu. Türkiye, kendi manyezitiyle ütülüyordu.