Şifre: Süt dökmüş kedi!
Amerika'ya gitmeden, burada oturduğum yerden görüşmenin gizli şifrelerini bildiriyorum. Diyeceksiniz ki, olmadı. Bütün gazeteciler, uçaklara doldu, oraya Reis'in uçağında gittiler. Gördüler. İzlediler. Kokladılar....
Amerika'ya gitmeden, burada oturduğum yerden görüşmenin gizli şifrelerini bildiriyorum. Diyeceksiniz ki, olmadı. Bütün gazeteciler, uçaklara doldu, oraya Reis'in uçağında gittiler. Gördüler. İzlediler. Kokladılar. Dokundular. Yazıyorlar. Sen ise oturduğun yerden şifre bildiriyorsun.
Tamam haklısınız.
Ben de biliyorum.
Size hak veriyorum.
Oturarak şifre yazılmaz.
Ama sonuçta bakın; benim oturarak yazdığım şifreler, oraya gidenlerden daha tutarlı, samimi, temiz, kirsiz, hesapsız ve açık.
Zaten TV'ler hazırdı.
Yağlamaya teşneydi.
Canlı yayına başladılar.
Trump Saray'ın kapısında Erdoğan'ı bekliyor. Gözlerinde sahte mi, gerçek mi belli etmediği sevgi yüklü bakışlarla onun Türkiye'den kargo uçağıyla özel getirtilen makam aracı Mercedes'ten inişini izliyor. Eline sarılıyor. İçeri alıyorlar. Koltuklarda
yan yana otururken bile Trump, Erdoğan'ın eline, omzuna dokunuyor. Ne kadar içten, yürekten, 40 yıllık dost ve sanki bir elmanın iki yarısı gibiler…
Şekil olarak mükemmel!
Eksiksiz, kusursuz.
Şekilden 10 numara.
* * *
20 dakika baş başa görüşme.
2 saat çalışma yemeği.
Tatlı yediler, tatlı konuştular.
Trump bakanlarıyla geldi.
Süt çiftliği sahibi gibiydiler.
Erdoğan da bakanlarıyla oturdu.
Süt dökmüş kedi gibiydiler.
Seslerini yükseltemediler.