Soğan ağacı!
Gidiyor kuyruğa. Patates alacak. 3 saat bekliyor. Patates ağacı oluyor. Domates alacak. 4 saat bekliyor. Domates ağacı. Patlıcan ağacı. En acısı! Acı kuru soğan ağacı oldu. Günün sorusu: Yoksulun soğan...
Gidiyor kuyruğa.
Patates alacak.
3 saat bekliyor.
Patates ağacı oluyor.
Domates alacak.
4 saat bekliyor.
Domates ağacı.
Patlıcan ağacı.
En acısı!
Acı kuru soğan ağacı oldu.
Günün sorusu: Yoksulun soğan kuyruğunda ağaç olmasına kim sebep oldu?
Haldeki komisyoncu:
Hırsız ilan edildi.
Pazarcılar, ahlaksız.
Marketler, soyguncu.
Toptancılar, sefil.
Tüccarlar, bencil ilan edildi. Bir tek asil olan var, o da iktidar! Şimdi iktidar sözcülerinden; “onlar hırsız, soyguncu, ahlaksız, sefil, ayarsız, bencil biz ise asil” övünüp-şişinme sohbetlerini dinliyoruz.
★★★
Üretici çaresiz.
Beş nesildir bölüne, bölüne küçülmüş toprağını bırakıyor. Şehre göçüyor. Tarımsal üretim, nüfus artışına yetecek ve döviz kazancı olsun diye dışarıya satacak kadar artamıyor. Tarımda kendine yeten ülke olabilme potansiyeli çok yüksek Türkiye, gıda malı ithalatçısı ve dışa bağımlı ülke oldu.
Şehirler göçle doldu.
Şehir, yoksul deposu.
İşsizler ambarı.
Ülkenin her sektöründe “borçla cari açık kapatan dolara bağımlı yapı” oluştu. Döviz yükselince fiyatlar haliyle uçuyor. Tarla fiyatı ile raf fiyatı, sera fiyatı ile pazar fiyatı, hal fiyatı ile market fiyatı arasında her üründe kilo başına 4 kata kadar farklar oluştu. Ancak bu büyük farklar üreticinin kazancına dönüşmedi. Üretici ürününü enflasyonun altında satmak zorunda kaldı. Üretici toprağına ve üretimine yabancılaştı. Komisyoncular, pazarcılar, toptancılar, tüccarlar, zincir market kapitalistleri ise “tarla fiyatı ile raf fiyatı arasındaki farkı yüksek vergiler, yüksek taşıma ve dağıtım maliyetleri büyütüyor” demekteler.
Sonuç:
Yoksul vatandaş.
Oldu kuru soğan ağacı.
İktidar 17 yıldır ülkeyi yönetiyor. Bütün güçleri tek elde topladı; zincir market sahiplerine gösterişli binalar yapsın diye şehirlerde parsel bazında imar izini rantı sundular ve 2010 yılında çıkardıkları hal yasası ile destekleyip, piyasaya egemen kıldılar. Şimdi onlara “Osmanlı tokadını yemeyi hak etmiş hırsız, soyguncu, ahlaksız, sefil, bencil, ayarsız” damgası vurmaktalar.
★★★
17 yıldır iktidar, yüksek faizle Türkiye’yi yabancıya soydurup, borç bulup yedi, yedirdi, gıdada ithalata bağımlı yaptı. Eskiden kurulmuş Tarım Kredi Kooperatifleri ile Köy Kalkınma Kooperatifleri desteksiz bırakıldı. Tarım kesiminde üretici üretimine küstü. Üretici ile dağıtıcı zincirini: haldeki komisyoncu, toptancı, bölgenin tüccarı, semtin pazarcısını bir araya getirebilen ve “dünya ile rekabet edebilir, mukayeseli üstünlüğe sahip kaliteli organik tarım üretimi yapacak” örgütlenmeler, birlikler, yol gösterici iş ortaklıkları, modeller kuramadı.
Sormak gerekli.
Niçin kuramadı?
Rant yok onun için.
KALEMİN GÖR DEDİĞİ