Ateş Çemberi Ve Kafa Karıştıran İlişkiler
Katar krizi nasıl başladı bilmiyoruz. Çiçeği burnunda ABD Başkanı Trump ani bir kararla ilk dış seyahatini Suudi Arabistan’a yaptı. Aslında içten içe çok da sevinmiştik(!) Hüseyin Obama...
Katar krizi nasıl başladı bilmiyoruz. Çiçeği burnunda ABD Başkanı Trump ani bir kararla ilk dış seyahatini Suudi Arabistan’a yaptı.
Aslında içten içe çok da sevinmiştik(!) Hüseyin Obama kardeşimiz(!)den sonra yeni başkan da görevine mübarek toprakları ziyaretle başlayacaktı. Meğerse ne planlar varmış haberimiz yokmuş.
Gerçi “19 trilyon dolar borcumuzu biz ödemeyeceğiz, onlar ödeyecekler” demişti ama bu sözün ne anlama geldiğini de kavrayamamıştık. Bir halife(!) edasıyla Müslüman ülkelerin liderlerini hesaba çeker gibi hizaya dizdi. Müzik eşliğinde kılıç kalkan oyunundan sonra da dünya haritasına
loş ışıkta el attı(lar). Gezinin üzerinden birkaç gün geçmedi ki, teröre destek verdiği gerekçesiyle Katar’a ambargo kararı çıktı. Ne ambargo ki “kocalarınızı ve çocuklarınızı bırakın, ülkenize dönün” talimatıyla. Birçok Körfez ülkesi Katar’la ilişkileri kesti. Hatta son günlerde Suriye’den gelen
haberlere bakılırsa, Katar destekli mücahitlerle Suud destekli mücahitler birbirleriyle savaşıyor. Katar sorununun Yemen ve İran’dan bağımsız düşünülemeyeceğinin de altını çizelim.
Bir de baktık ki Katar, ABD ile 12 milyar dolarlık savaş uçağı anlaşması yapmış. Aslan terbiyecisi Amerika, herkesi terbiye ediyor. “Tavşana kaç, tazıya tut” politikası. Hem ticaret diyor, borçlarını ödeterek sömürüyor hem de Müslüman ülkeleri birbirine kırdırıyor. Neden Katar diyenlere özetle;Katar, Basra Körfezi’nde karınca kadar küçücük bir emirlik. Nüfusu, ülkede çalışan yüzde 80 yabancılarla birlikte iki milyon 235 bin, Adana şehir merkezi kadar. Yüzölçümü 11.571 km kare, Ankara’nın yarısı kadar bile değil. Dünya doğalgazının % 15’ine, sıvı doğalgazın % 75’ine sahip, petrol rezervi 16 trilyon dolar değerinde. Katar’ın ümmeti temsilden ziyade bir şirket olduğu gerçeğinden hareketle vazgeçilmez bir hazine...
Evet büyük Amerikan üsleri var, Batı işbirlikçisi ülke. Büyük abileriyle birlikte Suriye’de ve Yemen’de savaşın en büyük sorumlusu. Bununla beraber özgürlükler ülkesi. Dünyada Batılılar tarafından istenmeyen Müslümanların sığınağı. Bütün bu sebepler günah (!) olarak yetiyor.
***
Şu cümleyi net olarak telaffuz edelim: “Uzun yıllardır Türkiye, ilk defa bölgedeki küresel emperyalist operasyona karşı sağlam durdu.” Durdu durmasına da. İlk etapta Katar’dan yana tavır alınırken son günlerde Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun tarafsızlıktan bahsetmeye başlamasını nasıl
anlamalı?