ABD’de darbe olmaz; suikast olur
Eski ABD Başkanı ve kasım seçimlerinde yeniden aday olan Donald Trump’a yönelik suikast girişimi konusunda Türk Dışişleri Bakanlığı’nın “darbeli” kınama mesajı ilginçti:
“ABD eski Başkanı ve yapılacak seçimlerde başkan adaylarından olan Donald Trump’a, Pennsylvania eyaletindeki kampanya etkinliği sırasında düzenlenen saldırıyı en güçlü biçimde kınıyoruz. Söz konusu suikast girişimi, aynı zamanda halkın iradesine yapılmış bir saldırıdır. Demokratik siyasete şiddet, darbe ve diğer gayrımeşru yollarla müdahale edilmesi kabul edilemez. ABD’de düzenlenecek seçimlerin huzurlu bir ortamda gerçekleşmesini temenni ediyoruz.”
Tam da ABD’nin arkasında olduğu Fetullahçı Terör Örgütü’nün giriştiği 15 Temmuz’un yıldönümüne denk gelen kınama mesajında, “ABD”, “Pensilvanya” ve “darbe” kelimelerinin geçmesi ilginç bir tesadüf olsa gerek.
ABD VE DARBE
Aslında dünyanın herhangi bir yerinde askeri darbe olduğunda gerçek fail olarak akla ilk Amerika Birleşik Devletleri gelir. ABD’nin belgelenmiş şekilde darbeler tarihindeki rolü hakkında kitaplar, belgeseller itiraflar arşivlerde tazeliğini koruyor. En son eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, kendisini “başka ülkelerde darbe planlamalarına yardımcı olmuş biri” olarak tanıtarak itiraflarda bulunmuştu.