Bir mankurtlaşmış FETÖ’cü hikâyesi: ‘Hocamız o kadar temiz ki CIA referans veriyor’
Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener'in bugünkü (21.09.2022)''Bir mankurtlaşmış FETÖ’cü hikâyesi: ‘Hocamız o kadar temiz ki CIA referans veriyor’'' başlıklı yazısı.
Amerika Birleşik Devletleri, Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla FBI tarafından ABD eski Başkanı Trump’ın evi bile basılıp aranmışken, Türkiye Adalet Bakanlığı’nın 2016’dan beri 27 ayrı suçtan 7 ayrı iade dosyası yolladığı ABD Adalet Bakanlığı, FETÖ elebaşı Gülen’in Pensilvanya’daki çiftliğin kapısını çalmamasına dair son köşe yazım FETÖ’cüler arasında benim için hiç şaşırtıcı olmayan bir korku ve savunmaya yol açtı.
Başta gazeteci Hrant Dink cinayetinden hakkında yakalama kararı bulunan ve ABD’den iadesi istenen FETÖ mensubu Adem Yavuz Arslan olmak üzere, FETÖ elebaşı Gülen’in suçsuz olduğu için iade edilmediği gibi gülünç bir savunmaya geçtiler. Bugünlerde, işledikleri tüm suçları başkalarına yüklemeye çalışan FETÖ’cüler için normal. Oysa, iki ülke arasında, 1980’de imzalanmış, “Suçluların İadesi Anlaşması” gereği, “makul şüphe” durumunda bile, yargılama ve iade kuralları işletilmesi gerekiyor.
FBI DOKUNAMAZ
Peki, tarihte ilk kez bir ABD Başkanı’nın evini FBI’a bastıran ABD Adalet Bakanlığı, FETÖ elebaşı Gülen ile ilgili bir işlem yaptı mı?
Bırakın yargılamayı, soruşturma açmayı, ifadesini almayı, Türkiye’den giden 7 dosyada adı geçen kişinin Pensilvanya’da diğer örgüt üyeleri ile saklandığı çiftlikte yaşayan Fetullah Gülen olup olmadığı öğrenmek gibi göstermelik de olsa kimlik tespiti için bir kez kapısını çalmadı.
Bunun tek bir sebebi var; CIA yani Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı mensuplarının referansı ile ABD’de vize alıp kalan birisini ne ABD Adalet Bakanlığı ne de FBI soruşturabilir ya da iade edebilir.
ABD’NİN ARAÇLARI: FETÖ VE PKK
Çünkü, FETÖ elebaşı Gülen ve örgüt üyeleri 15 Temmuz darbe girişimi dahil Türkiye’de işledikleri suçların tamamını, onu koruyan ABD çıkarları için yaptı. FETÖ, tıpkı PKK/PYD/YPG gibi ABD’nin Türkiye’ye karşı kullandığı paralı istihbarat ve operasyon örgütüdür. O yüzden ABD bu vatan hainlerinden bir kişiyi dahi ne soruşturur ne yargılar ne de iade eder. FETÖ’cüler de, “Gülen masum” olduğu için iade etmiyor yalanıyla, mankurtlaştırdıkları tabanlarını uyutmaya çalışır.
KATİLE 20 YIL, BANA 32.5 YIL HAPİS
Aklıma geldikçe güldüğüm buna dair bir anımı paylaşayım: Gazeteci Hrant Dink cinayetinde, FETÖ’cü istihbaratçıların rolünü yazdığım “Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” kitabımdan sonra 2009 yılında, “Ergenekon Belgelerinde Fetullah Gülen ve Cemaat” isimli kitabımı yayınlamıştım.
“Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” kitabımda birçok isimle birlikte bu cinayetten yargılanan ve bugün müebbet hapis cezasıyla hükümlü olan İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek ile İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in sorumluluklarını anlatmıştım. Kitap yayınlanır yayınlanmaz, 2009 yılında başta FETÖ’cü Akyürek ve Yılmazer olmak üzere dört istihbaratçı hakkımda şikâyette bulundular ve birisi İstanbul 11 Ağır Ceza Mahkemesi olmak üzere iki mahkemede toplam 32.5 yıl hapis cezasıyla yargılanmaya başladım. Düşünün o tarihte Dink’i öldüren katil Ogün Samast bile 20 yıl ile yargılanıyordu. FETÖ’cü istihbaratçılar kısa süre sonra yine örgüt üyesi Adem Yavuz Arslan’ı devreye soktu ve 2010 yılı başında, Dink cinayetinde FETÖ’cü istihbaratçıları aklayan yalanlarla dolu bir kitap yazdı.