Bu talepler ‘bölücülük’ değil mi Zekeriya Bey...
Hürriyet yazarı Nedim Şener bu hafta 'Bu talepler ‘bölücülük’ değil mi Zekeriya Bey...' başlıklı yazısını kaleme aldı.
TBMM’de CHP’lilerle HÜDA PAR arasında tuhaf bir tartışma yaşandı.
TBMM’de her türlü bölücü faaliyette bulunan terör örgütü PKK’nın propagandasını yapan DEM ile işbirliği yapan CHP’liler, HÜDA PAR’ın parti programında yer alan, “Mevcut merkezi ve yerel devlet organizasyon yapısının ıslahı ile beraber, mevcut yapının tabu olarak kabulünden vazgeçilerek olumlu ve olumsuz tüm yönleri ile eyalet sistemi, özerklik, federasyon gibi yönetim modelleri üzerinde serbestçe tartışılabilmelidir” ifadesi üzerinden eleştiri yaptı.
Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü, demokratik ve laik Cumhuriyet’e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına ve Anayasa’ya sadık kalacağına namus ve şerefi üzerine yemin ederek TBMM’de milletvekilliği yapan, Hizbullah’a ve PKK’ya terör örgütü diyemeyen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise bunun talep değil “tartışma” olduğunu söyleyip bölücü olmadığını anlatmaya çalıştı.
PKK VE HİZBULLAH
İnternet sitesinde halen yer alan parti programı, Zekeriya Yapıcıoğlu’nun TBMM kürsüsündeki sözlerinin tersine; bağlı kalacağına namus ve şeref sözü verdiği Anayasa’ya açık bir şekilde aykırı olan taleplerle dolu. HÜDA PAR’ın programı açıkça Anayasa’ya aykırılık taşıyor.
Şimdi HÜDA PAR’ın parti programında yer alan “Kürt Sorunu” bölümüne göz atalım: “Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğu nitelemesinden vazgeçilerek Kürtlerin varlığı anayasal olarak tanınmalı, Türkler ve Kürtler, ülkenin asli kurucu halkları olarak kabul edilmelidir. Kürtçe, Türkçe ile ikinci resmi dil olarak kabul edilmeli, Kürtçe aynı zamanda eğitim dili olmalıdır. Yeterli talep olması halinde anadili farklı olan diğer vatandaşların da kendi dillerinde eğitim alabilmelerinin önü açılmalıdır.”
Anayasa’daki Türk vatandaşlığı tanımına açıkça karşı olan ve bunun kaldırılmasını isteyen HÜDA PAR, “Türklük” kavramına karşı olduğunu şöyle ifade ediyor: “Başta vatandaşlık tanımı olmak üzere, anayasa ve sistemin bütün resmi literatürüne hâkim olan Türklük esaslı dışlayıcı ve ayrımcı söylem terk edilmelidir.”
HÜDA PAR programında, Mustafa Kemal Atatürk’ün, ırk ya da etnik kökene bağlı bir tanım yerine çok daha kapsayıcı olan “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünün de silinmesini talep ediyor.