FETÖ’cüler Amerika’daki tecavüz skandalını nasıl örttüler?
Okuyanlar bilir, bu köşede FETÖ ile ilgili yazılarımda böyle konulara girmem. Ama ahlak dışılığı yanında hukuki skandalı boyutu yaşananları anlatmak gerekliliğini ortaya çıkardı.
Aliya İzzetbegoviç’in çok değerli bir sözü var: “Savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir. Siz siz olun, zalimle mücadele ederken ona benzemeyin.”
O yüzden Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele hep hukuk, ahlak içinde yürütüldü.
Ne onlar gibi kumpas kuruldu, ne de yalana, iftiraya başvuruldu.
Çünkü en büyük tehlike onlara benzemekti.
Bu terör örgütüyle hukuk içinde mücadele edildi.
Kişisel olarak da zaman zaman bana mağdurların aktardığı ya da kamuoyuna yansıyan, münferit olarak gördüğüm ahlak dışı olayları hiç gündemime almadım.
Evet, onların hâkimleri, polisleri, savcıları, askerleri; kumpasçı, ahlaksız, sınır tanımaz, yalancı, şeref yoksunu, kendi halkına silah doğrultan, cinayet işleyen, katliam yapan, meşru hükümeti devirmeye çalışan darbeci teröristlerdi.