Haluk Levent’e bundan sonra düşen görev...

6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli iki depremle 40 binden fazla insanımız hayatını kaybederken, 100 binden fazla insanımız yaralandı. Depremin ilk anından itibaren yaşanan acı ve yıkım yanında en çok konuşulan konu Haluk Levent ve Ahbap grubunun yürüttüğü yardım çalışmaları oldu.

Her acımızda olduğu gibi bunu da bir kaos senaryosuna çevirmeye girişen Fetullahçı Terör Örgütü’nün firari elemanlarının fitilini yaktığı fitne ateşi gündemi hayli meşgul etti.

Öyle ki tartışma siyasetin gündemine bile girdi.

İlk andan beri anlatmaya çalıştığım şuydu; FETÖ’nün elemanları Haluk Levent’in yaptığı yardım çalışmaları üzerinden, Ahbap grubu ile devlet arasında bir yarış, bir rekabet olduğu algısını yaratmak için uğraştı.

TÜRK MİLLETİ VE DEVLETİNİN GÜCÜ

Niyetleri o olmasa da, başkaları da bu algının ortaya çıkmasına alet oldu. Haluk Levent, “AFAD da bizim Ahbap da bizim” dese de derdini anlatamadı.

Tüm tarafların bilmesi gereken şey şuydu; hiçbir kişi ya da kuruluş Türk milletinin idaresinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünün üzerinde değildir. Düne kadar yakın geçmişi bilenler, bu gücü sınamaya çalışanların ne hale geldiğini görecektir.

TSK’da, Emniyet’te, Yargı’da, eğitimde, medyada, iş dünyasında kendisini devlete eş koşan, devleti ele geçirdiğini düşünerek kumpas ve darbeye girişen ve ancak yurtdışına kaçarak kendini kurtarmaya çalışan FETÖ’cülerin düştüğü rezil hal, buna bir örnektir.

FETÖ KUMPASI BİR HAMLEYLE ÇÖKTÜ

Nitekim Haluk Levent’i kullanmak isteyen FETÖ’cülerin algı operasyonu da sadece bir hamle ile çökertildi. Ben geçmişte FETÖ’cülerin Haluk Levent’e çektiği operasyonları hatırlatınca oyun kendiliğinden bozuldu. Haluk Levent de yazdıklarıma destek verince FETÖ’cüler bir anda doğrudan ve dolaylı saldırıya başlayıp gazete arşivlerinde kalan ne varsa ortaya dökmeye başladılar.

Dün Hürriyet gazetemizde Hande Fırat ile röportajı yayınlanan Haluk Levent, yaşanan olayın içyüzünü şöyle anlattı:

“Bu süreçte en üzüldüğüm şeylerden biri, FETÖ hesaplarının bir anda beni parlatmaya ve devletin karşısında göstermeye çalışması oldu.

‘FETÖ VE PKK’YI DESTEKLEMEDİM’

Kim ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin; ben FETÖ’yü desteklemedim, ben PKK’yı desteklemedim. Ben ülkenin milli güvenlik konusunda sıkıntılı olduğu herhangi bir durumu desteklemedim.

‘Sosyal medyada bir şey yazarken yanlış da anlaşılabilir. Hepimiz bunu yapıyoruz, yanlış yapmışsam affedin. Tekrar geçmişe dönmek istemiyorum’ dedim.