15 Temmuz’un 8’inci yılında ‘daha’ bağımsız mıyız?
Evet. Memnun muyuz, yeterli mi? Hem evet hem hayır. Çünkü mesele, ‘daha’ veya ‘tam’ bağımsızlık değil. ‘Daha’ yetersiz, ‘tam’ ise gerçekçi değil… Doğru olan...
Evet.
Memnun muyuz, yeterli mi?
Hem evet hem hayır.
Çünkü mesele, ‘daha’ veya ‘tam’ bağımsızlık değil. ‘Daha’ yetersiz, ‘tam’ ise gerçekçi değil…
Yuttuktan sonra ‘hazım’ başlayacak. Yeter ki ağızlarından içeri tıkmaya devam edelim…
***
Aslında öykü şöyle başlamıştı ve 15 Temmuz ona saldırdı; Türkiye iç siyasetinde bir dönüşüm yaşanıyordu, AK Parti hükümetleri döneminde bu yenilenme hareketi gittikçe yayılmaya başladı. Bu “onların” zamanla fark ettikleri ve etkisinin derinliğini de tam ölçemedikleri bir yükselme dönemine doğru bağlanırken düğmeye bastılar…
Bunu iki siklonun buluştuğu ‘mükemmel fırtına” metaforuyla da anlatabiliriz. Hem Türkiye’de tökezlediler hem dünyada toslamaya devam ediyorlar…
Batı/NATO ülkeleri içinde 15 Temmuz vakasının zirve örnek olması da odur ve şaşırtıcı değildir; çünkü onların en derine ‘nüfuz’ ettiği ya birinci ya ikinci ülke Türkiye’ydi…