İran-ABD anlaşması hangi haritayı tamamlayacak?

Amerika İran’ı vurmayacak. En azından şimdilik. İsrail’e kefil olamayız ama saldırsa bile ABD’nin desteğini alamaz. Tel Aviv’in içtimai durumu, ‘konuyu değiştirmek için’ Netanyahu’nun aklına İran’ı şöyle bir acıtmak fikrini getirebilir. Bununla birlikte son günlerde İsrail ordusu ve istihbaratından yükselen muhalif seslerin yoğunluğu da onu düşündürecektir. Trump’ın bakışı da iyice tartması gereken bir başka handikap… Yine de bölgenin elle tutulur “tek sorunu” gibi gözükmeye başlayan İran meselesinde

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Amerika İran’ı vurmayacak. En azından şimdilik. İsrail’e kefil olamayız ama saldırsa bile ABD’nin desteğini alamaz. Tel Aviv’in içtimai durumu, ‘konuyu değiştirmek için’ Netanyahu’nun aklına İran’ı şöyle bir acıtmak fikrini getirebilir. Bununla birlikte son günlerde İsrail ordusu ve istihbaratından yükselen muhalif seslerin yoğunluğu da onu düşündürecektir. Trump’ın bakışı da iyice tartması gereken bir başka handikap…


Yine de bölgenin elle tutulur “tek sorunu” gibi gözükmeye başlayan İran meselesinde neler yaşandığını iyi anlamak gerekiyor. Ki, dosya şu an Washington-Tahran arasında dönüyor gözükse de, iki ülkenin, Rusya ve Türkiye’nin özel rolünü de kayda geçirmek lazım. Genel olarak ama çok temkinle diyebiliriz ki, anlaşacak gibiler…


1. ABD ve İran’ın müzakerecilerine baktığınızda dahi uzlaşı konusundaki motivasyonlarını anlayabiliriz; Witkoff ve Arakçi tam bu isimler ve masadan iyi haber çıkacaksa onlar yapabilir.

2. Müzakereler hızlı yapılmalı. İki sebepten; birincisi İran’ın topu saklama ve çevirme kabiliyeti iyi biliniyor ve niyeti bu olmasa bile gecikmeler o deftere yazılacak. İkincisi, Avrupa’nın tutumu. Fransa, İngiltere ve Almanya, yaptırımları BMGK gündemine yeniden getirebilirler. “Kötü polis” için uygun bir araç.

3. Rusya faktörü; Ukrayna savaşında her ABD-Rusya yakınlaşması, Moskova’nın İran krizinde “kolaylaştırıcı” etkisini besliyor. Bu faktörün varlığını daha Trump yeni seçildiğinde ilk buradan okumuştunuz zaten.

4. O günlerde Rusya ile İran arasında yapılan özel bir anlaşma da yürürlüğe girmişti. Tahran’ın nükleer silahların yayılması anlaşmasına taahhüdünü teyit ediyordu!

5. İşlerin nasıl gittiğine ilişkin bazı ipuçları da liderlerin açıklamalarında yakalanmalı. Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan; “ABD sermayesinin İran ekonomisine yatırım yapmasına karşı değiliz”…

6. ABD’nin hatta bizzat Trump’ın açıklamalarına da bakarsanız, olası anlaşmanın ihtiyaç duyduğu tek şey, “İran’ın nükleer silah yapmaması”.

7. İran’ın, “nükleer programı tamamen kaldırması” beklentisi mayınlı arazi. ABD bunu dayatırsa uzlaşı bozulur. Bu cümle başta birkaç kez kurulduysa da, herhalde yarattığı reaksiyon ölçüldü ve “nükleer silah asla yapılmamalı”ya çevrildi.

8. İsrail ve Amerika’daki Yahudi lobisinin ilk cümleye dönme baskısı iyi takip edilmeli. Tehlikeli nokta bu. İsrail’e bakarsanız, 'İran’ın elinde şu an dahi nükleer silah var’ diyenlere de rastlayabilirsiniz.

9. Ama yok. İran’ın nükleer silah sahibi olmadığı bizzat Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ağzından kesin biçimde açıklandı.

10. Tahran’ın beklentisi ise gayet basit; para. Yaptırımların kaldırılmasını ve ticaretinin önünün tüm dünyaya açılmasını istiyorlar.

11. Trump; “İran’ın zengin ve büyük bir ülke olmasını istiyorum fakat tek şey, çok basit bir şey var, nükleer silahları olamaz”…

12. Karşılıklı birer maddeyi inmiş görünen pazarlıkların uzun ve sıkıcı kısmı ise bunların takip ve denetim protokollerinin nasıl olacağı. Buradan bakınca çok da bir şey yokmuş gibi görünebilir ama öyle değil…

13. Buraya kadar şöyle bir sadeleştirme yapabiliriz; ABD-İran arasındaki-dolaylı-müzakereler bir dönüm noktasıdır. Dolaysız müzakereler daha ilerleme yaratabilir. Ankara’nın taraflara tavsiyesi de budur; “yüz yüze görüşün”…

14. Ayın 19’unda gerçekleşecek devam toplantısına umutla gidiliyor. İran para biriminde yaşanan değerlenme de pazarın olumlu gelişmeleri satın almaya başladığını gösteriyor.

15. “Her iki tarafın, görüşmeleri ilerletme kararlılığı var mı” sorusuna büyük çoğunluk, “evet, öyle gözüküyor” yanıtını veriyor.

16. Hava bu. Durum da bu. Fakat; bir de “dış etkenler” var; Körfez ülkeleri ne diyor? İsrail ne diyor? Çin ne diyor? Ankara’nın ideal beklentisi ne? Tabii, diyelim her şey yolunda gitti, bu tüm bölge için nasıl bir jeopolitik getiriyor? Yani, İran, “hangi haritayı” tamamlayacak?

17. İran’ın bazı Körfez ülkeleri ve buradaki Amerikan silahlı varlığına ilişkin reddiyeleri de devam ediyor.

18. Arka arkaya bölgedeki ilgi çekici gelişmeleri/hizalanmaları yazmaya başlasak sayfalar tutar. Ama kimi Türk devletlerinin Kıbrıs Rum Kesimi ile yeni ilişkileri, (bu arada, Ankara’nın sessizliği sürpriz beklentisi doğuruyor!) AB’nin Orta Asya/Türk Devletleri ile yüksekten kurmaya başladıkları ilişkiler, Gürcistan ve Ermenistan’ın bu bağlamda yaşadığı olaylar ve attıkları adımlar, Yunanistan’ın mızmızlanmaya başlaması, bir ucu İngiltere’de diğer ucu Çin’de olan bir hattın üzerinde “Batı-Batı” rekabetinin izlerini takibe teşvik ediyor herkesi. Doğu da birine taraf elbette!

19. İsrail’in Filistin/Gazze’de devam eden soykırımı ve Suriye’nin durumu ile Rusya’nın Hazar ve Ortadoğu’ya yaklaşımının Ukrayna üzerinden gelişen/gelişecek etkileri de dahil bu kazana. Veya şöyle de ifade edebiliriz; Rusya, bu rekabette kimin tarafında yer alacak?

20. Aynı soruyu Türkiye için de biraz farklı biçimde sorabiliriz; Ankara aynı rekabette nasıl yer alacak?

21. İsrail zorlu bir dönem yaşıyor; a) Bir yandan kendi ifadelerine göre savaştalar. b) Burunlarının dibinde en istemedikleri bitti. Türkiye’nin Suriye’deki varlığına katlanmak acı veriyor. c) Üstelik ABD bu konuda onlara hiç yüz vermedi. d) Bir de İran’ın ABD ile anlaşma ihtimali kâbus demek. e) Yine de Trump yönetimi içlerini ferah tutmalarını sağlayacak ileri bir plandan bahsetmiş olabilir mi onlara?

22. Ankara ise şu oyuncularla oynamaya devam ediyor; ABD, İngiltere, AB, Rusya ve Çin. Dahası, İran’ın ABD ile anlaşmasına da itirazı yok gibi.

23. Türkiye, “İran-ABD anlaşması, terör örgütü, Irak ve Suriye bağlamına katkı sunabilir” beklentisi taşıyor olabilir. Günün sonunda ve Batı bakışıyla İran, bölgedeki tek sorun kalmış gibi. Sonrasını anlatmaya devam edeceğiz…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘İstismar yolları’… 26 Nisan 2025 | 326 Okunma Amerika dünya ekonomisini hâlâ kontrol edebiliyor mu? 23 Nisan 2025 | 356 Okunma İran-ABD anlaşması hangi haritayı tamamlayacak? 16 Nisan 2025 | 756 Okunma Türkiye’nin ‘yeni Amerikancılar’a ihtiyacı var mı? 12 Nisan 2025 | 404 Okunma Trump, Netanyahu’nun önünde Türkiye’yi neden övdü? 09 Nisan 2025 | 2.647 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu