Millete sormak
Devlet Bahçeli, önce şunu dedi: “Başkanlık sistemine geçme arzusu taşıyanlar bir fiili durum yaratmışlardır. Bu fiili durum bu şekliyle devam ederse Türkiye bir kriz ve kaos ortamına sürüklenebilir....
Devlet Bahçeli, önce şunu dedi: “Başkanlık sistemine geçme arzusu taşıyanlar bir fiili durum yaratmışlardır. Bu fiili durum bu şekliyle devam ederse Türkiye bir kriz ve kaos ortamına sürüklenebilir. TBMM’ye bir metnin getirilmesinde yarar vardır. Metin geldiği zaman MHP de metin üzerinde değerlendirme yapacak ve Anayasa değişikliği prosedürü çerçevesinde Meclis’teki çalışmalara katkı sağlayacak.”
“Meclis’e gelsin” demeyi, “Varsa bir taslak, getirin görelim” demeyi “başkanlığı altın tepside sunmak” olarak değerlendiren anamuhalefet partisi CHP saflarından yüksek tonda sesler yükseldi, hatta “Yedek lastik” dahil ağır hakaretler havada uçuştu.
Devlet Bahçeli için “Meral Akşener krizinde kendisine can simidi uzatan Külliye’ye vefa borcunu ödüyor” dediler. Oysa Bahçeli, başkanlık sistemini savunmadı. Hatta teklifini daha sonra şu şekilde teşrih etti: “MHP, parlamenter sistemin revize edilip reforma tabi tutularak devamından yanadır. Ancak milletimize görüş sormanın, fiili çelişkiyi sona erdirmeyle ilgili müdahil olmasını istemenin hiçbir mahzurlu ve sakıncalı tarafını da görmeyecektir.”
Haksız değil. Halihazırdaki durum Erdoğan’ı, bırakın “fiili başkanlık” durumunu, süper başkanlık yetkileriyle donatıyor. Erdoğan icra makamı olarak rol üstleniyor ama sorumluluk Başbakan kimse onda kalıyor. Yetki-sorumluluk dengesini “Cumhurbaşkanı” lehine değiştirecek yasaların çıkması, sistemin değişmesi demek: Bir taslak ortaya çıkmadan, tartışılmadan ve halka sorulmadan olmaz. Yetki-sorumluluk dengesinin “Başbakan” lehine, yani parlamenter sistemle insicamlı hale getirilmesi demek de yasa değişikliği gerektiriyor: Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesini düzenleyen bir değişikliği yapmak da bugüne bugün sistem değişikliğidir, o da halka sorulmadan olmaz.
Devlet Bahçeli’nin konuyu gündeme getirmesi üzerine kalkan toz bulutunun arasında şu da soruluyor: “Devlet Bahçeli’nin bu işten çıkarı ne olacak ki, konunun netleşmesi için böyle bir hamlede bulunuyor? Kendi kendisini baltalamış olmuyor mu?” El cevap: Hayır. Doğrusu AK Parti’nin böyle bir teklif getirmesi zordu. Eğer “Haydi tartışalım” diyen AK Parti olsaydı, özellikle yurtdışında yapılan “15 Temmuz senaryoydu” tezviratını destekleyen bir çıkış yapılmış olurdu.
Başkanlığı yeniden gündeme getirenin Bahçeli olması, hem AK Parti tabanı nezdindeki puanını artırdı hem de kendi tabanında 15 Temmuz sonrası oluşan