On büyükelçi krizinden ne anladık?
On büyükelçi krizi, çağrıyı yapan ülkeler adına önce ABD'nin Viyana Sözleşmesi madde 41'e referans vererek, "İçişlerinize karışmayız biliyoruz" mealindeki mesajıyla ve diğer bazı...
On büyükelçi krizi, çağrıyı yapan ülkeler adına önce ABD'nin Viyana Sözleşmesi madde 41'e referans vererek, "İçişlerinize karışmayız biliyoruz" mealindeki mesajıyla ve diğer bazı ülkelerin de mesajı 'retweet' etmeleri ile çözüm yoluna girdi. İşin doğrusu iyi de oldu, çünkü eğer tansiyon düşürülmeseydi, on büyükelçinin apar topar sınırdışı edilmesi ve akabinde o ülkelerin de Türkiye'nin büyükelçilerini mütekabiliyet gereği geri göndermeleri söz konusu olabilirdi. Türkiye hızlı ve geri dönüşsüz bir savrulma yaşar, zaten epeyce tükenmiş siyaset iyiden iyiye sizlere ömür olur, NATO'dan kopuşa bir değil beş adım daha yaklaşılır, Asyatik rejimlerin kucağına oturur, totaliterliğe merhaba derdik. Evet bu kadar net. Tam da böyle olacağı için Dışişlerindeki bürokratlar belki de hiç olmadığı kadar ciddi çalıştı, formüller ürettiler. ABD Büyükelçiliğinden yayınlanan mesaj da muhtemelen bu formülün bir parçası.