Bazen PKK için de ‘ölmemek en iyi çözümdür’
Artık TSK ve ÖSO’nun öncelikli işi fiziki engellerin, patlayıcıların kaldırılması ve yeni düzenin inşasına zemin hazırlamak. Kitaba göre, hükümet hızla durumu kontrol altına almalı, keyfi...
Artık TSK ve ÖSO’nun öncelikli işi fiziki engellerin, patlayıcıların kaldırılması ve yeni düzenin inşasına zemin hazırlamak. Kitaba göre, hükümet hızla durumu kontrol altına almalı, keyfi hareketlere, kaos ve kargaşaya mahal vermemeli. Başarıyı askeri düzlemden politik düzleme taşımalı. Bunun için de fonksiyonel bir yönetim inşa ederek, hızla Afrin’i El Bab ile birleştirmeli. Böylece bölgeye siyasi, ekonomik, sosyal ve fiziki kimlik kazandırmalı. Şüphesiz ki Fırat Kalkanı’nda edinilen tecrübeler bu girişimi kolaylaştıracaktır. Ardından siviller için bölge yaşanır hale gelmeye, savaşın izleri silinmeye başlayacaktır.
Harekât sonrası güvenliğin sağlanması, eğitim, sağlık, elektrik, su gibi hizmetlerin kesintisiz akışı, sivillerin dönüşünü cesaretlendirecektir. Orta vadede ise Türkiye’nin her platformda dile getirdiği “güvenli bölge” tezine somut bir örnek teşkil edebilecektir. Nitekim tüm bu çabalar uzun yıllar devam edecek Suriye sorununda, etkileyici, örnek bir “köprübaşı” imkânı sunabilir.
Ancak PKK’nın açıklamalarını dikkate alacak olursak, gerek örgüt, gerekse destekçileri bu süreci her an sabote etmeye niyetliler. PKK, ya geçmişten ders ya da “birilerinden/bilenlerden” tavsiye almış olmalı ki Afrin’de “şehir savaşına” tutuşmak yerine, şehir merkezini hızla terk etti. Gerekçesini de “strateji değişikliğine” bağladı ve bundan böyle “gerilla savaşı” yapacağını ilan etti.