TSK’nın on buçuk ‘savaşı’
Günümüz dünyasını en iyi tarif eden kavramların başında, “belirsizlik, sınırların muğlaklığı ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olması” geliyor. Böyle bir dünyada...
Günümüz dünyasını en iyi tarif eden kavramların başında, “belirsizlik, sınırların muğlaklığı ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olması” geliyor. Böyle bir dünyada, üstelik Ortadoğu gibi sıcak bir bölgede yer alıyorsanız, güvenlik riskleriniz çeşitlenerek artıyor demektir. Değişimlere cevap vermenin, riskleri azaltmanın yolu, hazır ve güçlü olmanın yanı sıra sorunun karakterini anlamaktan geçiyor. Bu çerçeveden bakınca, sürecin önemli aktörlerinden birinin de Türk Silahlı Kuvvetleri olduğu ortada.
TSK, bir yandan kendini değiştirirken, bir yandan da farklılaşan, çeşitlenen görevlerine yetişmeye çabalıyor. Başka bir ifadeyle, sivil otorite yeni kararlar aldıkça, tehditlerin karakteri değiştikçe iş yükü de artıyor. Bu manada liste oldukça uzun.
TSK, barışı korumaktan silahsız sivil gösterilerin kontrol altına alınmasına, terörizmle mücadeleden gerilla hareketlerinin bastırılmasına, sivillerin korunmasından sınır güvenliğine, korsanlıkla mücadeleden sivil otoriteyi desteklemeye, konvansiyel savaşa kadar geniş bir yelpazeden sorumlu.