Ağlayanlar (Bükkain)
İslam tarihinin bir safhasında önemli bir yer tutar bu insanlar. Kelimenin tekili 'El-Bekka'dır. Çoğulu Bekkain, bükkaun; çok ağlayanlar anlamına gelir. Peki nedir bu olay? Olay şudur: Hz. Peygamber (s.a.v.)'in vefatına yakın...
İslam tarihinin bir safhasında önemli bir yer tutar bu insanlar. Kelimenin tekili 'El-Bekka'dır. Çoğulu Bekkain, bükkaun; çok ağlayanlar anlamına gelir.
Peki nedir bu olay? Olay şudur:
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in vefatına yakın dönemde yaptığı bir sefer vardır.
Tebük seferi. Rum illerine yapılan bu sefer Hıristiyan ordularının Medine'ye yürümek -saldırmak- için hazırlandığı bilgisi gelince Efendimiz (s.a.v.)'in caydırmak ve tezgahı bozmak için yaptığı bir çıkış harekatıdır. Tebük Medine'ye 700 km'lik bir mesafede. Efendimiz bu seferde orduya sadece bineği olanların katılabileceğini söyler.
Zenginlerden de destek ister. Hz. Osman 300 üzerinde deve ile katkıda bulunur. Bu sefere, bu zor şartlarda gerçekleşmesinden dolayı "Çetin savaş - gazvetu'l usre" adı da verilmişti.
Bu seferde (ki savaş olmadan geri dönülmüştür. Zira Rumlar Müslümanların ciddiyetini ve kararlılığını görünce geri döndüler) yedi sahabenin durumu önemli bir yer tutar.
Fakir olan bu 7 sahabe çok uğraşmalarına rağmen binit bulamadılar. Bu durumda da sefere katılamayacaklarını anladılar. Kendilerine binit bulsun diye Hz. Peygamber (s.a.v.)'e gidip durumlarını anlattılar. Efendimiz de onlara binit bulamayacağını iletti. Bunlar seferden geri kalacaklarını anlayınca oradan ağlayarak ayrıldılar.
Bunların dinmeyen samimi ve içten gözyaşları Medine'de konuşulmaya başlandı.
Müslümanlar arasında bunlara 'Bekkaun- çok ağlayanlar' adı verildi. Bu samimi sahabenin iç alemini yansıtan şu ayet indi:
"Kendilerine binek temin etmen için sana geldiklerinde yolunda harcayacak bir şeye sahip olamadıkları için üzüntüden gözyaşı dökerek geri dönenlere de sorumluluk yoktur." ( Tevbe suresi, 92.ayet) "Ve e'yunuhum tefidu mine'd dem'i hezena - Üzüntüden dolayı gözyaşı döke döke dönenler" Evet Kuran bu sadık insanların iç hallerini, ruh iklimlerini belleğimize böyle yerleştiriyor.
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in yanında yer alamıyoruz diye ağlayarak, gözyaşı döke döke ayrıldılar...
Bunların adları İbn Hisam, Vakıdi, İbn Sa'd, Üsdülğabe ve el-İsabe adlı siyer kitaplarında geçer.
Hatta bazılarına göre bunlar Mukarrin'in 7 oğludur.
Tabii ki, önemli olan kim olduklarından çok nasıl bir samimiyet ve imana sahip olduklarıdır.
Sahabenin zenginleri bu gözyaşlarına kayıtsız kalamadılar. Bu 7 kişiye binit buldular ve Efendimiz (s.a.v.)'le sefere katılabilmelerine imkan sağladılar.
Bir tarafta Allah yolunda sefere çıkamadığı için gözyaşı döken 7 halis mümin; diğer tarafta bu sefere katılmamak için bahaneler uyduran münafıklar. İbret alınması gereken nokta bu olsa gerek. Şımarıkça, sancı çekmeden kahkaha atanlar. Bir de Hz. Resulle olamadığı için ağlaya ağlaya huzurdan ayrılanlar.