Çocukları Allah’la korkutmayın
Çocuk bu, soracak elbette "Allah nerede?" diye. Bazen ona cevap yetiştirme telaşına gireriz. "Gökte, cennette" deriz. Aslında bu soruyu "herkesin yüreğinde, vicdanında, daraldığı yerde, en güzel yerde, kalkacağı yerde...
Çocuk bu, soracak elbette "Allah nerede?" diye. Bazen ona cevap yetiştirme telaşına gireriz. "Gökte, cennette" deriz. Aslında bu soruyu "herkesin yüreğinde, vicdanında, daraldığı yerde, en güzel yerde, kalkacağı yerde, gözünün yaşardığı, yüzünün güldüğü, kısacası hayata dair her yerde olduğunu, mekân ve zamanla kayıtlı olmadığı, her an her yerde var olduğu" şeklinde cevaplamalıyız.
Anne, "Bak evladım, şu güzel çiçeği o yarattı; şu bembeyaz yağan karı damımıza o kondurdu; bizi ve her şeyi o yarattı; her güzellikte o var" demeli. Belki bu cevaplar çocuğun dünyasını daha iyi süsler.
Çocuk soruyor: "Allah bize benzer mi? Bizi yarattığına göre bize benziyor değil mi?" Baba bir an duraksıyor. Ne diyecek? "Evet" diyemez. Çünkü yüce Allah "muhalefetün lil havadis" yani "oluşmuş olan, yaratılmış hiçbir şeye ve kimseye benzemez" sıfatına sahip. "Hayır" dese cevap yetecek mi?
Çözüm yolunu buluyor: "Bu ayakkabıyı kim yaptı? Ayakkabıcı. Peki ayakkabıcının gözü ve kulağı var mı? Evet. Ama yaptığı ayakkabının gözü yok, kulağı yok, burnu yok. Hiç ayakkabıcıya benzemiyor değil mi? İşte bunun gibi evladım. Yaratan da yarattığına benzemez."