Cumhurbaşkanımızın hadisle ilgili hassasiyeti
Medeniyetler şûrasında konuşan Sayın Cumhurbaşkanımız tarihi ve hayati bir uyarıda bulundu. Bu konuşmasıyla aslında Hz. Peygamber'siz (s.a.v.) din kurmaya çalışan, hadisleri yok sayan, sünneti öteleyen hasta...
Medeniyetler şûrasında konuşan Sayın Cumhurbaşkanımız tarihi ve hayati bir uyarıda bulundu. Bu konuşmasıyla aslında Hz. Peygamber'siz (s.a.v.) din kurmaya çalışan, hadisleri yok sayan, sünneti öteleyen hasta anlayışa esaslı bir eleştiri getiren Cumhurbaşkanımızın bu haklı ve yerinde çıkışı Anadolu'da ciddi yankı uyandırdı. Sempatiyle karşılandı. En azından bu ifsad edici taifeye karşı daha hassas olunma şansı oluşturdu.
Zira iki-üç yıldır özellikle de kendilerine hoca dedirten, bir kısmı ilahiyatçı olmayan, bir kısmı da ilahiyat kökenli olan bazı türedi tipler Hz. Peygamber'i (s.a.v.) devreden çıkarmak, böylece Kur'an-ı Kerim'le oynaşmak için hadis ve sünneti hedef tahtası haline getirmişlerdi. Hiçbir kutsal ve ilke tanımayan bu insanlar batılı oryantalistlere rahmet okutacak bir saldırganlıkla son dini hedef aldılar. Kur'an-ı Kerim'e dönüş yapıyoruz yalanını uyduran bu taife Kur'an'dan ve hayatımızdan Hz. Resulullah'ı (s.a.v.) silmek için hadisleri, mezhepleri, sünneti ve İslam'ın manevi cephesini yok saydılar. Ne yazık ki öğrencileri de deizme kulaç atmaya başladı. Hz. Peygamber (s.a.v.) düşmanı bu taife Kur'an ile Hz. Peygamber'i (s.a.v.) birbirinden koparmak için her yolu denediler.
Bu yeni -türedi- tiplere dikkat etmeliyiz. Onların bu ifsadlarının Anadolu'nun temiz anlayışını kirletmelerine fırsat vermemeliyiz.
Şimdi bu tarihi uyarıyı yapan Cumhurbaşkanımızın sözlerine bakalım: