Müslüman gençler tahripkâr yönlendiricilerinden kurtulmalı
İslam beldelerindeki bazı Müslüman gençler, ne zaman ki Kuran'ı sünnetten arındırarak yalnızlaştıran sahtekâr din bilimcilerin pençesine düştü, işte o zamandan itibaren sınırsız bir...
İslam beldelerindeki bazı Müslüman gençler, ne zaman ki Kuran'ı sünnetten arındırarak yalnızlaştıran sahtekâr din bilimcilerin pençesine düştü, işte o zamandan itibaren sınırsız bir şımarıklığın, setleri yıkan bir özgüvenin ve radikal akımların kontrolüne girdiler.
Radikal, saygısız, saldırgan, kutsalını kendi kurgulayan, ümmetin setlerini çiğneyen bazı Müslüman gençler, Kuran ve sünnetin çerçevesini dağıttı. Kendi iç dinamiklerine karşı oldukça yabancı ve saldırgan bir kılığa büründü. Kendinden olmayanı -Müslüman da olsa- mürted, batıl ve sapkın ilan etti. Ne Kuran ayeti, ne de sünnet ona hizmet etmedikçe bir mana ifade etmedi.
Bu kesimler kendilerince Kurancı kesildiler ama sözde Kurancı. Söz kulağa hoş geliyor belki ama Hz. Ali'nin meşhur deyimiyle bu anlayış; -doğru ama batıl amaçla söylenmiş bir sözolarak bütün değerleri doğradı. Bu insanlar Hz. Peygamber'i (s.a.v.) önderlik vasfından uzaklaştırıp, bir anlamda kendilerini oraya ikame ettiler. Hz. Peygamber'in hadislerinden daha çok konuştular. Ahkâm kestiler. Ahkâmı doğradılar. Helal ve haram için yeni kriterler getirdiler.