Ortadoğu’da devlet olmak
Dünyanın en zor ve zorlu bölgesi; elbette binlerce ajanın, örgütün ve ajandanın cirit attığı Ortadoğu coğrafyasıdır. Bu Adem dedemizden Hz. Nuh'a, Hz. İbrahim'den Hz. Musa'ya, Hz. İsa'dan Hz. Resulullah'a kadar...
Dünyanın en zor ve zorlu bölgesi; elbette binlerce ajanın, örgütün ve ajandanın cirit attığı Ortadoğu coğrafyasıdır.
Bu Adem dedemizden Hz. Nuh'a, Hz. İbrahim'den Hz. Musa'ya, Hz. İsa'dan Hz.
Resulullah'a kadar böyle olmuştur.
Böyle de olacak.
Kıyametin kıvılcımı da Ortadoğu'da olacak. Onun için bu bölge kıyamet ve öncesini bekleyen bütün güçlerin ilgi alanıdır.
Binlerce kilometre uzakta olan devletlerin Ortadoğu'yu siyasi proje merkezi ilan edip orada uzun hesaplar yapmaları çok da şaşırtıcı değildir.
Elbette hesap yapanların üzerinde bir hesap yapıcı var. Ve her hesap gün gelir akamete uğrar ama Yüce Rabbin hesabı başka.
Ülkemiz bu bölgenin en önemli ve hayati merkezinde bu nedenle istikrarsız ve zayıf olsun isteniyor. Oyun kurucu değil, taşeron olsun isteniyor. Emirleri yerine getiren ve aşiret mantığıyla var olmaya çalışan devletçik olsun isteniyor.