Tebessüm edin, gülümseyin
En kolay şeyi ihmal ediyoruz. Ve en zor şeyi yapıyoruz. Gülümsemek kadar kolay bir şey olabilir mi? Yüce Rabbimizin razı olduğu, Hz. Resul Efendimizin emrettiği bir şeydir gülümsemek. Hatta gülümsemek sadaka sayılmıştır.
Hz. Ali, Peygamberimize, "Maddi durumum iyi değil. Zekat -sadaka- veremiyorum. Bunun yerine sadaka sayılacak ne yapabilirim?" diye sorduğunda Efendimiz (s.a.v.) "İnsanların yüzüne gülümse" buyurdu.
Tanıdıklarımızı görünce yüzümüz sevinçle parıldar. Hasbihalde bulunuruz. Sıcak temasımızı esirgemeyiz. Ama tanımadığımız veya yakınımız olmayana bırakın tebessümü; zaruri olan merhamet bakışımızı bile esirger olduk.
Geçenlerde birkaç günlüğüne Medine'ye gitmem gerekti. Uçağa bindim. Yolcuların hepsi Medine yolcusu. Ancak yüzler birbirlerine soğuk. Sıcak temas yok. Herkes kendi dünyasıyla, ailesiyle hemhal. Ama belli ki başkasının hali -ahvali- başkalarını hiç ilgilendirmiyor.