Vefasız insanlar olduk
En büyük vefasızlığı Rabb'imize karşı gösteriyoruz. Bize bunca varlığı yaratan ve hizmetimize veren Allah'a karşı vefalı değiliz. Aslında ruhlar âleminde O'na olan...
En büyük vefasızlığı Rabb'imize karşı gösteriyoruz. Bize bunca varlığı yaratan ve hizmetimize veren Allah'a karşı vefalı değiliz. Aslında ruhlar âleminde O'na olan bağlılığımızı haykırmıştık; "Sen bizim Rabb'imizsin" demiştik. Sonra bedenlenip varlık âlemine gelince de sözümüzü unuttuk.
Yüce Allah bizden kaldıramayacağımız şeyler istemedi. "Beni tanıyın. Bana kulluk edin, birbirinizi sevin, merhamet edin, zalim olmayın, kâinatın düzenini bozmayın. Benim iyi dediğimi iyi, kötü dediğimi kötü deyin" dedi. Bazen dünya menfaati uğruna Rabb'imizin bizim için belirlediği kırmızı çizgileri aştık. Rabb'ine vefalı olmayan, doğrusu kimseye vefalı olmaz.
HAZRETİ PEYGAMBER'E VEFALI OLAMADIK
Bize duru, temiz, toleranslı, anlaşılır, uygulanabilir bir dünya bırakan sevgili elçiye karşı vefasız olduk. Onun bize öğrettiklerine karşı duyarsız kaldık, onun gösterdiği sadakati, gayreti, direnci gösteremedik.
Çoğu kez basit bir saygı ifadesi olan "Hazret" cümlesini dahi sorgular olduk. Salat-ı selamı çok az hatırlıyoruz. Sünneti ve sahih hadisleri neredeyse hayatımızdan çıkardık.
Kaçımız teheccüd veya duha namazlarına devam ediyoruz? Beş...