Zekât, zenginin malındaki fakirin hakkıdır
Dünya'da kazanılan mal geçici ve yok olucudur. Bunun tek istisnası, Allah yolunda infak edilen maldır. Rabbimizin rızası için harcanan her zerre, ebedi âlemde kul için bir kazanç ve tükenmez bir hazinedir. Harcanmayan ve elde...
Dünya'da kazanılan mal geçici ve yok olucudur. Bunun tek istisnası, Allah yolunda infak edilen maldır.
Rabbimizin rızası için harcanan her zerre, ebedi âlemde kul için bir kazanç ve tükenmez bir hazinedir.
Harcanmayan ve elde sımsıkı tutulan mal, sahibinin dünyayı terk ettiğinde ayrılmak zorunda kalacağı ve mirasçıları bu dünyada onun kazancını tüketirken, onun ise hesabıyla uğraşacağı bir yük olacaktır.
Allah-u Teâlâ'nın insanlara lütfettiği malda, elbette ki yakınlardan başlamak üzere ihtiyaç sahiplerine verilmesi gereken bir pay vardır. Zekât, zenginin malındaki fakirin hakkıdır. Toplumdaki gelir düzeyini dengeleyen zekât, zenginin malını manen temizleyip arındırırken, ihtiyaç sahibine de rahat bir nefes aldırır. Üstelik fakirin zengine haset etmesinin, zenginin ise fakiri hor görmesinin önüne geçer. Böylece sevgi ve kardeşlik hukuku kuvvetlenir.
Cimrilik edenler hakkında Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
"Allah'ın kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır.
Göklerin ve yerin...