2018’e ‘derviş’ gibi giriyoruz
Yeni yıla girerken yapılan tüm büyük plan, programlardan hep kaçınmışımdır. Beyaz sayfa heyecanıyla girişilip yarım bırakılan projelerden kaygı duyarım. Ancak antenleri her daim açık...
Yeni yıla girerken yapılan tüm büyük plan, programlardan hep kaçınmışımdır.
Beyaz sayfa heyecanıyla girişilip yarım bırakılan projelerden kaygı duyarım. Ancak antenleri her daim açık, süper enerjik dostum sevgili Zeynep Alemdar’ın
önceki gün; “Biz de deneyelim mi? Ne dersin” notu beraberinde yolladığı bir New York Times (NYT) yazısı aklımı çeldi.
“Alışverişsiz yılım/My year of no shopping” başlıklı yazı, bir yıla yayılan kapsamlı bir tüketim orucunu anlatmaktaydı.
NYT yazarı tüm bir yıl boyunca, her türlü üst-baş, takı, giysi alışverişini kesmiş. Şampuan dışındaki genel geçer parfümeri giderlerini de sıfırlamış. Yazıcı mürekkebi, pil vs. gereksinimi haricinde elektronik tüketimini yok etmiş.
Yazar alışverişsiz geçen yılını; “Hayatım ne ferahladı, he ferahladı... Bilemezsiniz” diye ballandıra ballandıra anlatıyor. “Her şeyden önce zaman kazanıyorsnuz” diyor. Alışveriş faslına son verdikten sonra, evde aslında ne kadar fazla şeyi olduğunu fark ettiğini anlatıyor.
“Zor olan gerçekte alışveriş yapmamak değil. Zor olan satın almayı kestiğinizde ne kadar çok fuzuli fazlalık ve dağınıklıkla yaşadığınızı keşfetmek oluyor” diyerek ekliyor: “Misal dudak nemlendiricim bittiğinde, çekmecelerim ve paltolarımın ceplerinde fazladan 5 nemlendirici buldum. Banyoda lavabonun altını araştırdığımda 3 yıl boyunca asla sabun, losyon, diş ipi almadan yaşayabileceğimi anladım. Alıp da hoşuma gitmeyen tüm yüz kremlerini ve bilumum saç ürünlerini buraya istif etmişim. Bundan böyle onları kullanıyorum. Hiç de fena değiller. Sahip olduklarımla gerekli olanlar arasındaki farkı gördüğümde kendimi hastalıklı hissettim. Bunca şeyi ne zaman biriktirmişim?”
Bu duyguyu galiba a...