Atatürk Cumhuriyeti bittiği gün Cumhuriyet de biter...
İlhan Selçuk’un sözleri bunlar... Sevgili İlhan Selçuk yaşadıklarımıza ışık tutan bu anlamlı yazıyı Cumhuriyet gazetesinin 85. yıldönümünde, 8 Mayıs 2009’da...
İlhan Selçuk’un sözleri bunlar...
Sevgili İlhan Selçuk yaşadıklarımıza ışık tutan bu anlamlı yazıyı Cumhuriyet gazetesinin 85. yıldönümünde, 8 Mayıs 2009’da yazmış.
İçinden geçtiğimiz bu karanlık günlerde İlhan Selçuk okumak bana güç veriyor. Satırları gönlümü okşuyor. Eminim sizin de “üşüme” duygunuza iyi gelecek ve içinizi ısıtacaktır.
Bugün köşemi bu nedenle sevgili Selçuk’un “Elinizdeki Bu Gazete...” başlığıyla kaleme almış olduğu “Pencere”sine bırakıyorum:
Elinizdeki Bu Gazete...
Her gazete bir zaman ve mekânda kurulur...
Cumhuriyet 20’nci yüzyılın ilk çeyreğinde kuruldu...
Şimdi 21’inci yüzyılın ilk çeyreğini yaşıyoruz...
Ancak gazete olarak, geçmişimizi anımsadığımız ve geleceğimizi düşündüğümüz zaman hem özelliğimizi hem de kimliğimizi saptamak olanağını bulabiliriz...
*
Cumhuriyeti -Atatürk’ün isteğiyle- kuran Yunus Nadi kimdir?..
Bir anı:
1920’de işgal polisi İstanbul’a egemendir. Türk subayları yolda gördükleri işgal subaylarına selam vermek zorundadırlar...
İşte böyle bir zamanda ve mekânda bir gün işgal polisi Yunus Nadi’nin evini basar...
Yunus Nadi bir sandığa saklanır, eşi Nazime Nadi sandığın üstüne oturur...
Evi basan polis ortalığı denetlerken Nazime Nadi yerinden kımıldamaz...
İşgal polisi gittikten sonra Nazime Hanım oturduğu yerden kalkar, sandığın kapağını açar...
*
Yunus Nadi, Nazime Hanım’ı ve çocuklarını İstanbul’da bırakarak Ankara’ya kaçar; o günlerde sonu belirsiz bir macera sayılan Kemalist direnişe katılır...
Peki, bu anı bize neyi anlatıyor?..
Cumhuriyet gazetesinin tarihçesinde Ulusal Kurtuluş Savaşı direnişiyle Kemalist devrimin harcı karılmıştır...
Bugün Cumhuriyet gazetesinde çalışanlar hangi tarihte ve hangi mekânda çalıştıklarını çok iyi biliyorlar...
Bilmek yetmez...